YÛSUF SURESİ 109. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Bu sûrede Yûsuf Peygamberin hayatta karşılaştığı sıkıntılar ve bunlara sabrederek nasıl başarıya ulaştığı anlatılmaktadır. Kur’an’da baştan sona kadar bir tek konuyu anlatan tek sûre budur.
وَمَا أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ إِلاَّ رِجَالاً نُّوحِي إِلَيْهِم مِّنْ أَهْلِ الْقُرَى أَفَلَمْ يَسِيرُواْ فِي الأَرْضِ فَيَنظُرُواْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَدَارُ الآخِرَةِ خَيْرٌ لِّلَّذِينَ اتَّقَواْ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ ﴿١٠٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve mâ erselnâ | ve biz göndermedik |
min kabli-ke | senden önce |
illâ | ...den başka, ancak |
ricâlen | erkekler, adamlar |
nûhî | vahyederiz |
ileyhim | onlara |
min ehli el kurâ | şehirler halkından, beldeler halkından |
e fe lem yesîrû | dolaşmıyorlar mı, dolaşmazlar mı (dolaşmadılar mı) |
fî el ardı | yeryüzünde |
fe yanzurû | artık baksınlar |
keyfe | nasıl |
kâne | oldu |
âkıbetu | akıbet, sonuç |
ellezîne min kabli-him | onlardan önceki kimseler |
ve le dâru el âhırati | ve mutlaka ahiret yurdu |
hayrun | daha hayırlı |
lillezînettekav (li ellezîne ittekav) | takva sahibi olan kimseler için |
e fe lâ ta'kılûne | hâlâ akıl etmiyor musunuz |
Senden önce, kendilerine vahyettiğimiz şehirler halkının adamlarından başkasını göndermedik. Onlar yeryüzünde dolaşmazlar mı? Artık baksınlar! Onlardan öncekilerin akıbetleri (sonları) nasıl oldu? Ve takva sahipleri için ahiret yurdu mutlaka daha hayırlıdır. Hâlâ akıl etmiyor musunuz?
YÛSUF SURESİ 109. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Senden önce gönderdiğimiz peygamberler, kentlerin ahalisinden (seçip) kendilerine vahyettiğimiz adamlardan başkası değildi. Hem onlar yeryüzünde gezip dolaşmazlar mı? Öyle yapsalardı, kendilerinden öncekilerin başına gelen feci akıbeti görmüş olurlardı! Ve Allah bilincine ulaşanlar için ahiret yurdu elbette daha hayırlıdır: Bunu dahi düşünemiyor musunuz?
Mustafa İslamoğlu