YÛSUF SURESİ 36. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Bu sûrede Yûsuf Peygamberin hayatta karşılaştığı sıkıntılar ve bunlara sabrederek nasıl başarıya ulaştığı anlatılmaktadır. Kur’an’da baştan sona kadar bir tek konuyu anlatan tek sûre budur.
وَدَخَلَ مَعَهُ السِّجْنَ فَتَيَانَ قَالَ أَحَدُهُمَآ إِنِّي أَرَانِي أَعْصِرُ خَمْرًا وَقَالَ الآخَرُ إِنِّي أَرَانِي أَحْمِلُ فَوْقَ رَأْسِي خُبْزًا تَأْكُلُ الطَّيْرُ مِنْهُ نَبِّئْنَا بِتَأْوِيلِهِ إِنَّا نَرَاكَ مِنَ الْمُحْسِنِينَ ﴿٣٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve dehale | ve girdi |
mea-hu | onunla beraber |
es sicne | zindan |
feteyâni | iki genç erkek |
kâle | dedi |
ehadu-humâ | onlardan biri |
in-nî | muhakkak ki ben |
erâ-nî | beni, kendimi görüyorum |
a'sıru | sıkıyorum |
hamren | üzüm |
ve kâle el âharu | ve diğeri dedi |
in-nî | muhakkak ki, gerçekten ben |
erâ-nî | kendimi görüyorum |
ahmilu | taşıyorum |
fevka | üstünde |
ra'sî | başım |
hubzen | ekmek |
te'kulu | yiyor |
et tayru | kuş(lar) |
min-hu | ondan |
nebbi'nâ | bize haber ver, bize anlat |
bi te'vîli-hi | onun yorumunu |
in-nâ | muhakkak biz |
nerâ-ke | seni görüyoruz |
min el muhsinîne | muhsinlerden |
Ve onunla beraber iki genç erkek (de) zindana girdi. İkisinden biri şöyle dedi: “Muhakkak ki; ben kendimi (rüyamda) üzüm sıkarken görüyorum.” Ve diğeri (de) şöyle dedi: “Gerçekten ben (de) kendimi başımın üstünde ekmek taşırken görüyorum. Kuşlar ondan yiyorlar. Bize onun (onların) tevîlini (yorumunu) haber ver (anlat). Muhakkak ki; biz seni muhsinlerden görüyoruz.”
YÛSUF SURESİ 36. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
O arada onunla birlikte iki genç daha hapse girdi. (Bir gün) o iki gençten biri dedi ki: "Rüyamda kendimi şaraplık üzüm sıkarken gördüm." Diğeri ise; "Ben de rüyamda başımın üzerinde ekmek taşıdığımı, kuşların (da) ondan yediğini gördüm" dedi. (Birlikte şunu talep ettiler): "Bize bu (rüyaların) altında yatan anlamı haber ver! Çünkü biz senin (bu işi) iyi bilen biri olduğunu düşünüyoruz."
Mustafa İslamoğlu