YÛSUF SURESİ 46. Ayeti Kadri Çelik Meali
Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Bu sûrede Yûsuf Peygamberin hayatta karşılaştığı sıkıntılar ve bunlara sabrederek nasıl başarıya ulaştığı anlatılmaktadır. Kur’an’da baştan sona kadar bir tek konuyu anlatan tek sûre budur.
يُوسُفُ أَيُّهَا الصِّدِّيقُ أَفْتِنَا فِي سَبْعِ بَقَرَاتٍ سِمَانٍ يَأْكُلُهُنَّ سَبْعٌ عِجَافٌ وَسَبْعِ سُنبُلاَتٍ خُضْرٍ وَأُخَرَ يَابِسَاتٍ لَّعَلِّي أَرْجِعُ إِلَى النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَعْلَمُونَ ﴿٤٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
yûsufu
eyyuhâ es sıddîku
efti-nâ
fî
seb'ı
bakarâtin
simânin
ye'kuluhunne
seb'un
icâfun
ve seb'ı
sunbulâtin
hudrin
ve uhare
yâbisâtin
leal-lî
erciu
ilâ en nâsi
lealle-hum
ya'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yûsufu | Yusuf |
eyyuhâ es sıddîku | ey doğru sözlü, sıddîk |
efti-nâ | bize açıkla, tabir et, yorum yap |
fî | hakkında |
seb'ı | yedi (adet) |
bakarâtin | inekler |
simânin | semiz, besili (olanlar) |
ye'kuluhunne | onları yiyorlar |
seb'un | yedi (adet) |
icâfun | zayıf, cılız (olanlar) |
ve seb'ı | ve yedi (adet) |
sunbulâtin | başaklar, sümbüller |
hudrin | yeşil |
ve uhare | ve diğerleri |
yâbisâtin | kuru (olanlar) |
leal-lî | belki, böylece, umarım ben |
erciu | dönerim |
ilâ en nâsi | insanlara |
lealle-hum | umulur ki, belki onlar, böylece onlar |
ya'lemûne | bilirler, öğrenirler |
Yusuf, ey sıddîk! Yedi (adet) semiz inek, onları yiyen yedi (adet) zayıf (inek) ve yedi (adet) yeşil sümbül (başak) ve kurumuş olan diğerleri hakkında bize yorum yap. Belki (umarım) ben insanlara dönerim. Böylece (seni ve rüyanın anlamını) onlar öğrenirler.
YÛSUF SURESİ 46. Ayeti Kadri Çelik Meali
“Yusuf, ey doğru sözlü! Yedi zayıf ineğin yediği yedi semiz ineğe ve yedi yeşil başak ile yedi kuru başağa ilişkin bize açıklama yap. Umarım ki insanlara (bir ilimle) dönerim, belki onlar da (böylece hakikati) öğrenmiş olurlar.”
Kadri Çelik