YÛSUF SURESİ 80. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Bu sûrede Yûsuf Peygamberin hayatta karşılaştığı sıkıntılar ve bunlara sabrederek nasıl başarıya ulaştığı anlatılmaktadır. Kur’an’da baştan sona kadar bir tek konuyu anlatan tek sûre budur.
فَلَمَّا اسْتَيْأَسُواْ مِنْهُ خَلَصُواْ نَجِيًّا قَالَ كَبِيرُهُمْ أَلَمْ تَعْلَمُواْ أَنَّ أَبَاكُمْ قَدْ أَخَذَ عَلَيْكُم مَّوْثِقًا مِّنَ اللّهِ وَمِن قَبْلُ مَا فَرَّطتُمْ فِي يُوسُفَ فَلَنْ أَبْرَحَ الأَرْضَ حَتَّىَ يَأْذَنَ لِي أَبِي أَوْ يَحْكُمَ اللّهُ لِي وَهُوَ خَيْرُ الْحَاكِمِينَ ﴿٨٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(bereha) el arda hattâ ye'zene lî ebî ev yahkumu allahu lî ve huve hayru el hâkimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe lemmâstey'esû | artık umutlarını kestikleri zaman |
min-hu | ondan |
halasû | ayrıldılar, bir kenara çekildiler |
neciyyan | fısıldaşarak, gizli konuşarak |
kâle | dedi |
kebîru-hum | onların büyüğü |
e lem ta'lemû | bilmiyor musunuz |
enne | olduğunu |
ebâ-kum | sizin babanız |
kad | olmuştu |
ehaze | aldı |
aleykum | sizden |
mevsikan | misak (misaklar) |
min allâhi | Allah'tan |
ve min kablu | ve önceden, daha önceden |
mâ ferrattum | yaptığınız kusur |
fî yûsufe | Yusuf için, Yusuf hakkında, Yusuf'a |
fe len ebraha
(bereha) |
artık asla ayrılmam
: (ayrıldı) |
el arda | yer (burası) |
hattâ | oluncaya kadar |
ye'zene | izin verir |
lî ebî | bana babam |
ev | veya |
yahkumu allahu | Allah hüküm verir |
lî | benim için |
ve huve | ve o |
hayru el hâkimîne | hüküm verenlerin en hayırlısı |
Artık ondan ümitlerini kestikleri zaman bir kenara çekildiler. Onların en büyüğü gizlice konuşarak şöyle dedi: “Babamızın sizden, Allah adına misak aldığını ve daha önce Yusuf’a yaptığınız kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye kadar veya Allah benim hakkımda hüküm verinceye kadar, artık buradan asla ayrılmayacağım. Ve o hüküm verenlerin en hayırlısıdır.”
YÛSUF SURESİ 80. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Ondan ümitlerini kesince, kendi aralarında görüşmek için bir kenara çekildiler. Büyükleri dedi ki: «Bilmez misiniz ki, babanız sizden Allah adına kesin söz ve güven aldı. Daha önce Yûsuf hakkında da çok ileri gitmiştiniz. Artık babam bana izin vermedikçe veya Allah lehimde hükmetmedikçe —ki O hükmedenlerin en hayırlısıdır— yerimden mümkün değil ayrılmıyacağım!»
Celal Yıldırım