YÛSUF SURESİ 88. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Bu sûrede Yûsuf Peygamberin hayatta karşılaştığı sıkıntılar ve bunlara sabrederek nasıl başarıya ulaştığı anlatılmaktadır. Kur’an’da baştan sona kadar bir tek konuyu anlatan tek sûre budur.
فَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَيْهِ قَالُواْ يَا أَيُّهَا الْعَزِيزُ مَسَّنَا وَأَهْلَنَا الضُّرُّ وَجِئْنَا بِبِضَاعَةٍ مُّزْجَاةٍ فَأَوْفِ لَنَا الْكَيْلَ وَتَصَدَّقْ عَلَيْنَآ إِنَّ اللّهَ يَجْزِي الْمُتَصَدِّقِينَ ﴿٨٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe lemmâ | böylece, olduğu zaman, olunca |
dehalû | girdiler |
aleyhi | ona (onun yanına, huzuruna) |
kâlû | dediler |
yâ eyyuhâ el azîzu | ey vezir, ey azîz |
messenâ | bize dokundu |
ve ehlenâ | ve ailemize |
ed durru | şiddetli darlık |
ve ci'nâ | ve geldik |
bi | ile |
bidâatin | sermaye |
muzcâtin | önemsiz, az |
fe evfi | artık tam ver |
lenâ | bize |
el keyle | ölçek |
ve tesaddak | sadaka ver, bağışta bulun |
aleynâ | bize |
innallâhe (inne allâhe) | muhakkak ki Allah |
yeczî | karşılığını öder, mükâfatını verir |
el mutesaddikîne | sadaka verenler, tasaddukta bulunanlar |
Bundan sonra onun huzuruna girince şöyle dediler: “Ey azîz! Bize ve ailemize şiddetli darlık dokundu ve biz az sermaye ile geldik. Artık bize ölçeği tam olarak ver ve bize tasadduk et (sadaka ver). Muhakkak ki; Allah sadaka verenlerin mükâfatını verir.”
YÛSUF SURESİ 88. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Bunun üzerine Ya'kub'un oğulları, tekrar Mısır'a gidip Yûsuf'un yanına girdikleri zaman dediler ki: “Ey aziz! Biz ve ailemiz yine darlık ve sıkıntıya düştük ve pek değersiz bir sermaye ile geldik. Sen bizim için, ölçeği tam tut ve bize karşı cömert ol. Çünkü Allah cömertçe verenleri ödüllendirir.”
Abdullah Parlıyan