Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “ez-zâriyât” kelimesinden almıştır. Zâriyât, esip savuran rüzgârlar demektir.


آخِذِينَ مَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَلِكَ مُحْسِنِينَ ﴿١٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

âhizîne mâ âtâ-hum rabbu-hum inne-hum kânû kable zâlike muhsinîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
âhizîne alanlar
mâ âtâ-hum onlara verdiği şeyi
rabbu-hum Rab'lerinin
inne-hum muhakkak ki onlar
kânû idi, ... oldu, ...'dır
kable önce
zâlike bu, işte bu
muhsinîne muhsinler, muhsin olanlar, fizik vücut teslimini yapanlar

Rab’lerinin onlara verdiği şeyi alanlar; muhakkak ki onlar, bundan önce muhsin olanlardır.

ZÂRİYÂT SURESİ 16. Ayeti Cemal Külünkoğlu Meali

(15-16) Ama (dünyada iken) Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar, kendilerini bahçeler ve pınarlar arasında bulurlar. Rablerinin, kendilerine verdiği her şeyden istedikleri gibi alırlar. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapan, hayır işleyen kimselerdi.

Cemal Külünkoğlu