ZÂRİYÂT SURESİ 16. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “ez-zâriyât” kelimesinden almıştır. Zâriyât, esip savuran rüzgârlar demektir.
آخِذِينَ مَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَلِكَ مُحْسِنِينَ ﴿١٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
âhizîne
mâ âtâ-hum
rabbu-hum
inne-hum
kânû
kable
zâlike
muhsinîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
âhizîne | alanlar |
mâ âtâ-hum | onlara verdiği şeyi |
rabbu-hum | Rab'lerinin |
inne-hum | muhakkak ki onlar |
kânû | idi, ... oldu, ...'dır |
kable | önce |
zâlike | bu, işte bu |
muhsinîne | muhsinler, muhsin olanlar, fizik vücut teslimini yapanlar |
Rab’lerinin onlara verdiği şeyi alanlar; muhakkak ki onlar, bundan önce muhsin olanlardır.
ZÂRİYÂT SURESİ 16. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Rablerinin kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar, bundan önce ihsanda bulunanlardı.
Harun Yıldırım