ZÂRİYÂT SURESİ 27. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “ez-zâriyât” kelimesinden almıştır. Zâriyât, esip savuran rüzgârlar demektir.
فَقَرَّبَهُ إِلَيْهِمْ قَالَ أَلَا تَأْكُلُونَ ﴿٢٧﴾
ZÂRİYÂT SURESİ 27. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | o zaman, artık, böylece |
karrabe-hû | onu yaklaştırdı |
ileyhim | onlara |
kâle | dedi |
e | mi? |
lâ te'kulûne | yemiyorsunuz |
Böylece onu (yemeği) onlara yaklaştırdı (ikram etti): “Yemez misiniz?” dedi.
ZÂRİYÂT SURESİ 27. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Onu önlerine koydu. “Yemez misiniz?” dedi.
Diyanet İşleri
Onların önüne koymuştu da yemez misiniz demişti.
Abdulbaki Gölpınarlı
Onların önüne koyup "Yemez misiniz?" demişti.
Adem Uğur
Onu onlara yaklaştırıp: "Yemeyecek misiniz?" dedi.
Ahmed Hulusi
Kızarmış buzağı etini önlerine sürdü.
Ahmet Tekin
'Etten yemiyecek misiniz?' dedi.
Onu onlara yaklaştırıp: 'Yemez misiniz?' dedi.
Ahmet Varol
Derken onlara yaklaştırıp (ikram etti); "Yemez misiniz?" dedi.
Ali Bulaç
Onu (yemek olarak) önlerine koydu. “-Yemeğe buyurmaz mısınız?” dedi. (Yemeğinden misafirlerin yemediğini görünce):
Ali Fikri Yavuz
(26-27) Hemen ailesine giderek semiz bir buzagi getirmis, onlarin onune surup: «Yemez misiniz?» demisti.
Bekir Sadak
Onlara yaklaştırıp, «buyrun yemez misiniz ?» dedi.
Celal Yıldırım
(26-27) Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş, onların önüne sürüp: 'Yemez misiniz?' demişti.
Diyanet İşleri (eski)
Onların önüne koyup «Yemez misiniz?» demişti.
Diyanet Vakfi
Onu onların önüne sürüp, 'Yemez misiniz?' dedi.
Edip Yüksel
Onu yakınlarına koydu, yemeğe buyurmaz mısınız? dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır
Onu yakınlarına koyarak: «Yemeğe buyurmaz mısınız?» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Onu önlerine sürerek: «Yemez misiniz?» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Onu, önlerine yaklaştırdı «Yemez misiniz?» dedi.
Seyyid Kutub
Derken onlara yaklaştırıp (ikram etti); "Yemez misiniz?" dedi.
Gültekin Onan
Bunu onlara yaklaşdırdı. «Yemez misiniz?» dedi.
Hasan Basri Çantay
Sonra onu kendilerine yaklaştırdı: 'Yemez misiniz?' dedi.
Hayrat Neşriyat
Onlara yaklaştırıp; yemez misiniz? demişti.
İbni Kesir
ve "Yemez misiniz?" diye önlerine koymuştu.
Muhammed Esed
Bunu onlara yaklaştırdı. Dedi ki: «Yemez misiniz?»
Ömer Nasuhi Bilmen
Önlerine sürüp: "Yemez misiniz?" dedi.
Ömer Öngüt
Bunu onların önüne koydu ve: -Yemez misiniz? dedi.
Şaban Piriş
(26-27) Onlara yemek getirmek için gizlice ailesinin yanına geçti ve semiz bir dana kebabı getirdi. Önlerine koyup "buyurmaz mısınız?" diye ikram etti.
Suat Yıldırım
Onu, önlerine yaklaştırdı, "Yemez misiniz?" dedi.
Süleyman Ateş
Derken onlara yaklaştırıp (önlerine sürdü); «Yemez misiniz?» dedi.
Tefhim-ul Kuran
Önlerine koydu, 'Buyurmaz mısınız?' dedi.
Ümit Şimşek
Danayı misafirlerin önüne sürdü. "Yemez misiniz?" dedi.
Yaşar Nuri Öztürk
Onların önüne yaklaştırıp, “Yemez misiniz?” dedi.
Abdullah Parlıyan
Onların önüne koyup, “Yemez misiniz?” dedi.
Bayraktar Bayraklı
(26-27) Hemen (bir bahane ile) ailesinin yanına giderek, (pişirilmiş) besili bir dana getirmiş ve onların önüne koyup: “Buyurmaz mısınız?” demişti.
Cemal Külünkoğlu
Derken onlara yaklaştırıp, “Yemez misiniz?” dedi.
Kadri Çelik
Önlerine koyup, “Buyurmaz mısınız?” dedi.
Ali Ünal
Onu önlerine yaklaştırıp: “Yemez misiniz?” dedi.
Harun Yıldırım
derhal önlerine sunarak "Buyurmaz mısınız?" demişti.
Mustafa İslamoğlu
Derken onu önlerine yaklaştırdı; “Yemez misiniz?” dedi.
Sadık Türkmen
Önlerine koyup “Yemez misiniz?”demiş.
İlyas Yorulmaz
Böylece onu (yemeği) onlara yaklaştırdı (ikram etti): “Yemez misiniz?” dedi.
İmam İskender Ali Mihr