ZÂRİYÂT SURESİ 40. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “ez-zâriyât” kelimesinden almıştır. Zâriyât, esip savuran rüzgârlar demektir.
فَأَخَذْنَاهُ وَجُنُودَهُ فَنَبَذْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ وَهُوَ مُلِيمٌ ﴿٤٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe
ehaznâ-hu
ve cunûde-hu
fe
nebeznâ-hum
fî el yemmi
ve huve
mulîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | o zaman, artık, böylece |
ehaznâ-hu | biz onu yakaladık |
ve cunûde-hu | ve onun orduları |
fe | böylece, bunun üzerine, sonunda |
nebeznâ-hum | onları attık |
fî el yemmi | denize, denizin içine |
ve huve | ve o |
mulîmun | kınanmış olan, kınanmış olarak |
Sonunda onu ve ordularını yakaladık ve böylece onları kınanmış olarak denize attık.
ZÂRİYÂT SURESİ 40. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Derken onu ve ordusunu helâk etmiş, onları denize atıvermiştik de o kendisini kınayıp durmadaydı.
Abdulbaki Gölpınarlı