Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “ez-zâriyât” kelimesinden almıştır. Zâriyât, esip savuran rüzgârlar demektir.


فَأَخَذْنَاهُ وَجُنُودَهُ فَنَبَذْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ وَهُوَ مُلِيمٌ ﴿٤٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe ehaznâ-hu ve cunûde-hu fe nebeznâ-hum fî el yemmi ve huve mulîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe o zaman, artık, böylece
ehaznâ-hu biz onu yakaladık
ve cunûde-hu ve onun orduları
fe böylece, bunun üzerine, sonunda
nebeznâ-hum onları attık
fî el yemmi denize, denizin içine
ve huve ve o
mulîmun kınanmış olan, kınanmış olarak

Sonunda onu ve ordularını yakaladık ve böylece onları kınanmış olarak denize attık.

ZÂRİYÂT SURESİ 40. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Onu, Allah’a âsî olan ilâhî kuralları tanımayan askerî erkânını ve ordularını da tutup denize attık. O pişmanlık duyarak kendisini kınayıp duruyordu.

Ahmet Tekin