ZÂRİYÂT SURESİ 47. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “ez-zâriyât” kelimesinden almıştır. Zâriyât, esip savuran rüzgârlar demektir.
وَالسَّمَاء بَنَيْنَاهَا بِأَيْدٍ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ ﴿٤٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve es semâe
beneynâ-hâ
bi eydin
ve innâ
le
mûsiûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve es semâe | ve sema, gökyüzü |
beneynâ-hâ | onu biz bina ettik |
bi eydin | büyük bir kudretle, büyük bir kuvvetle |
ve innâ | ve muhakkak ki biz |
le | elbette |
mûsiûne | genişletici olan |
Ve sema; Biz onu büyük bir kudret ile bina ettik. Ve muhakkak ki (onu) genişletici olan elbette Biziz.
ZÂRİYÂT SURESİ 47. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Semâya (Evren'e ve de beyin kapasitesine) gelince, onu elimizle bina ettik ve muhakkak ki biz genişleticileriz (boyutsal oluşumlarla - varlıklarla - idrakını genişletmek suretiyle, beyindeki kullanılır alanın genişlemesiyle)!
Ahmed Hulusi