Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


وَإِذَا بُشِّرَ أَحَدُهُم بِمَا ضَرَبَ لِلرَّحْمَنِ مَثَلًا ظَلَّ وَجْهُهُ مُسْوَدًّا وَهُوَ كَظِيمٌ ﴿١٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve izâ buşşira ehadu-hum bi mâ darabe (meselen) li er rahmâni (darabe) meselen zalle vechu-hu musvedden ve huve kezîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve izâ ve ... olduğu zaman
buşşira müjdelendi
ehadu-hum onlardan birisi
bi mâ şey ile
darabe (meselen) örnek verdi, isnad etti
li er rahmâni Rahmân'a
(darabe) meselen örnek verdi, isnad etti
zalle gölgeledi, gölgelendi
vechu-hu onun yüzü
musvedden siyahlaşmış olan, kararmış olan
ve huve ve o
kezîmun öfkelenme, hiddetlenme

Onlardan birisi, Rahmân’a isnad ettikleri (kız çocuğu) ile müjdelendiği zaman hiddetlenerek, yüzü gölgelenir ve kararır.

ZUHRÛF SURESİ 17. Ayeti Süleyman Ateş Meali

Onlardan birine Rahmân'a benzer olarak anlattığı (kız çocuğu) müjdelense yüzü kapkara kesilir, öfkesinden yutkunup durur.

Süleyman Ateş