Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


وَقَالُوا لَوْ شَاء الرَّحْمَنُ مَا عَبَدْنَاهُم مَّا لَهُم بِذَلِكَ مِنْ عِلْمٍ إِنْ هُمْ إِلَّا يَخْرُصُونَ ﴿٢٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kâlû lev şâe er rahmânu mâ abednâ-hum mâ lehum bi zâlike min ilmin in ... (illâ) hum (in) ... illâ yahrusûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kâlû ve dediler
lev şâyet, eğer
şâe diledi
er rahmânu Rahmân
mâ abednâ-hum biz onlara tapmazdık
mâ lehum onların yoktur
bi zâlike bunda, bu konuda
min ilmin (ilimden) bir ilim
in ... (illâ) sadece
hum onlar
(in) ... illâ sadece
yahrusûne yalan söylüyorlar, uyduruyorlar

Ve (onlar): “Eğer Rahmân dileseydi, biz onlara tapmazdık.” dediler. Onların bu konuda bir ilimleri (bilgileri) yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar.

ZUHRÛF SURESİ 20. Ayeti Sadık Türkmen Meali

Dediler ki: “Eğer Rahmân dileseydi biz onlara tapmazdık.” Onların bu hususta herhangi bir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanna dayanarak yalan söylüyorlar.

Sadık Türkmen