ZUHRÛF SURESİ 23. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.
وَكَذَلِكَ مَا أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ فِي قَرْيَةٍ مِّن نَّذِيرٍ إِلَّا قَالَ مُتْرَفُوهَا إِنَّا وَجَدْنَا آبَاءنَا عَلَى أُمَّةٍ وَإِنَّا عَلَى آثَارِهِم مُّقْتَدُونَ ﴿٢٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve kezâlike
mâ erselnâ
min kabli-ke
fî karyetin
min nezîrin
illâ
kâle
mutrafû-hâ
innâ
vecednâ
âbâe-nâ
alâ ummetin
ve innâ
alâ âsâri-him
muktedûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve kezâlike | ve böylece, ve bunun gibi |
mâ erselnâ | biz göndermedik |
min kabli-ke | senden önce |
fî karyetin | bir beldenin içine, beldeye, ülkeye |
min nezîrin | bir nezir, uyarıcı |
illâ | ancak, hariç, ...'den başka |
kâle | dedi |
mutrafû-hâ | onun refah içinde olanları |
innâ | muhakkak ki biz |
vecednâ | biz bulduk |
âbâe-nâ | babalarımız, atalarımız |
alâ ummetin | bir ümmet (dîn) üzerinde |
ve innâ | ve muhakkak biz, mutlaka biz |
alâ âsâri-him | onların izleri üzerine, onların izlerine |
muktedûne | tâbî olanlar, yolunda olanlar |
Ve tıpkı bunun gibi, senden önce bir ülkeye bir nezir göndermiş olmadık ki, onun (o ülkenin) refah içinde olanları: “Muhakkak ki biz, babalarımızı bir ümmet (dîn) üzerinde bulduk. Ve mutlaka biz, onların izlerine tâbî olanlarız.” dememiş olsunlar.
ZUHRÛF SURESİ 23. Ayeti Süleyman Ateş Meali
İşte böyle, senden önce de hangi kente uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıklıları: "Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız." dediler.
Süleyman Ateş