Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ إِنَّنِي بَرَاء مِّمَّا تَعْبُدُونَ ﴿٢٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve iz kâle ibrâhîmu li ebî-hi ve kavmi-hi inne-nî berâun mimmâ (min mâ) ta'budûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve iz kâle ve demişti
ibrâhîmu İbrâhîm
li ebî-hi babasına
ve kavmi-hi ve onun kavmi
inne-nî muhakkak ki ben
berâun uzak, ayrı
mimmâ (min mâ) şeyden, şeylerden
ta'budûne siz taparsınız, tapıyorsunuz

Ve Hz. İbrâhîm, babasına ve kavmine: “Muhakkak ki ben, sizin taptığınız şeylerden uzağım.” demişti.

ZUHRÛF SURESİ 26. Ayeti Ali Ünal Meali

Bir vakit İbrahim, atasına ve halkına şöyle hitap etti: “Şunu iyi bilin ki, benim sizin taptıklarınızla hiçbir münasebetim yoktur;

Ali Ünal