ZUHRÛF SURESİ 40. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.
أَفَأَنتَ تُسْمِعُ الصُّمَّ أَوْ تَهْدِي الْعُمْيَ وَمَن كَانَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ ﴿٤٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
e
fe
ente
tusmiu
es summe
ev
tehdî
el umye
ve men
kâne
fî dalâlin
mubînin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e | mi? |
fe | böylece, yoksa |
ente | sen |
tusmiu | işittirirsin, işittireceksin |
es summe | sağır(lar) |
ev | veya |
tehdî | hidayete erdirirsin, erdireceksin |
el umye | âmâ, kör |
ve men | ve o kimse(ler) |
kâne | ... oldu |
fî dalâlin | dalâlette |
mubînin | apaçık |
Yoksa sağırlara sen mi işittireceksin? Veya körleri ve apaçık dalâlette olanları sen mi hidayete erdireceksin?
ZUHRÛF SURESİ 40. Ayeti Harun Yıldırım Meali
O sağırlara sen mi işittireceksin? Yahut kör olanları ve apaçık bir sapıklık içerisinde bulunanları sen mi hidayete erdireceksin?
Harun Yıldırım