Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


أَوْ نُرِيَنَّكَ الَّذِي وَعَدْنَاهُمْ فَإِنَّا عَلَيْهِم مُّقْتَدِرُونَ ﴿٤٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ev nuriyenne-ke ellezî vaadnâ-hum fe innâ aleyhim muktedirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ev veya, ya da
nuriyenne-ke sana mutlaka göstereceğiz
ellezî ki onu
vaadnâ-hum onlara vaadettik
fe çünkü
innâ mutlaka biz, muhakkak ki biz
aleyhim onların üstünde, üzerinde
muktedirûne muktedir olanlar, gücü yetenler

Ya da onlara vaadettiğimizi (azabı) sana mutlaka göstereceğiz. Çünkü Biz, onların üzerinde mutlaka muktedir olanlarız (gücü yetenleriz).

ZUHRÛF SURESİ 42. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(41-42) Ey Resulüm! Biz seni vefat ettirip yanımıza alsak da, yine onlardan müminlerin intikamını alırız. Yahut onlara vâd ettiğimiz azabı, sana sağlığında gösteririz. Çünkü onlara karşı Biz her zaman güçlüyüz.

Suat Yıldırım