Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مُوسَى بِآيَاتِنَا إِلَى فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ فَقَالَ إِنِّي رَسُولُ رَبِّ الْعَالَمِينَ ﴿٤٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lekad erselnâ mûsâ bi âyâti-nâ ilâ fir'avne ve melâi-hi fe kâle innî resûlu rabbi el âlemîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lekad ve andolsun ki
erselnâ biz gönderdik
mûsâ Musa
bi âyâti-nâ âyetlerimizle, mucizelerimizle
ilâ fir'avne firavuna
ve melâi-hi ve onun (kavminin) ileri gelenleri
fe o zaman
kâle dedi
innî muhakkak ki ben
resûlu resûl
rabbi Rabbi
el âlemîne âlemler

Ve andolsun ki Musa (A.S)’ı âyetlerimizle (mucizelerimizle), firavuna ve onun (kavminin) ileri gelenlerine gönderdik. (O zaman onlara): “Muhakkak ki ben, âlemlerin Rabbinin Resûl’üyüm.” dedi.

ZUHRÛF SURESİ 46. Ayeti Ahmed Hulusi Meali

Andolsun ki Musa'yı işaretlerimizle Firavun ve onun ileri gelenlerine irsâl ettik de (Musa) dedi: "Ben Rabb-ül âlemîn'in Rasûlüyüm. "

Ahmed Hulusi