Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


وَمَا نُرِيهِم مِّنْ آيَةٍ إِلَّا هِيَ أَكْبَرُ مِنْ أُخْتِهَا وَأَخَذْنَاهُم بِالْعَذَابِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ ﴿٤٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ nurî-him min âyetin illâ hiye ekberu min uhti-hâ ve ehaznâ-hum bi el azâbi lealle-hum yerciûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ nurî-him ve onlara göstermedik
min âyetin âyetlerden bir ayet
illâ ancak, hariç, ...'den başka
hiye o
ekberu daha büyük
min uhti-hâ onun diğerinden
ve ehaznâ-hum ve biz onları aldık, yakaladık
bi el azâbi azap ile
lealle-hum umulur ki, böylece belki onlar
yerciûne rücu ederler, dönerler

Biri diğerinden daha büyük olmadıkça, onlara bir âyet (mucize) göstermedik. Ve onları azapla yakaladık ki, böylece belki onlar (Allah’a) dönerler diye.

ZUHRÛF SURESİ 48. Ayeti Ömer Öngüt Meali

Onlara gösterdiğimiz her bir âyet (mucize) diğerinden daha büyüktü. Belki dönerler diye onları azaba uğrattık.

Ömer Öngüt