ZUHRÛF SURESİ 49. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.
وَقَالُوا يَا أَيُّهَا السَّاحِرُ ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِندَكَ إِنَّنَا لَمُهْتَدُونَ ﴿٤٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve kâlû
yâ eyyuhâ
es sâhıru
ud'u
lenâ
rabbe-ke
bi mâ
ahide
inde-ke
inne-nâ
le
muhtedûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve kâlû | ve dediler |
yâ eyyuhâ | ey! |
es sâhıru | sihirbaz |
ud'u | dua et |
lenâ | bize, bizim için |
rabbe-ke | senin Rabbin |
bi mâ | sebebiyle |
ahide | ahd |
inde-ke | senin indinde, senin yanında, sende |
inne-nâ | muhakkak ki biz, gerçekten biz |
le | mutlaka, elbette |
muhtedûne | hidayete erenler |
Ve (onlar): “Ey sihirbaz, senin Allah’a olan ahdin hürmetine, Rabbine bizim için dua et (bu azabı kaldırsın)! ( O taktirde) gerçekten biz, mutlaka hidayet üzere oluruz.” dediler.
ZUHRÛF SURESİ 49. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve dediler ki: «Ey sahir! Bizim için Rabbine bir dua et, sana olan ahdi hürmetine, şüphe yok ki, biz de elbette hidâyete ermişler oluruz.»
Ömer Nasuhi Bilmen