Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


وَنَادَى فِرْعَوْنُ فِي قَوْمِهِ قَالَ يَا قَوْمِ أَلَيْسَ لِي مُلْكُ مِصْرَ وَهَذِهِ الْأَنْهَارُ تَجْرِي مِن تَحْتِي أَفَلَا تُبْصِرُونَ ﴿٥١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve nâdâ fir'avnu fî kavmi-hi kâle yâ kavmi e leyse lî mulku mısra ve hâzihi el enhâru tecrî min tahtî e fe lâ tubsirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve nâdâ ve seslendi, bağırdı
fir'avnu firavun
fî kavmi-hi kavmi içinde
kâle dedi
yâ kavmi ey kavmim
e leyse lî benim değil mi?
mulku mülk
mısra Mısır
ve hâzihi ve bu
el enhâru nehirler
tecrî akıyor
min tahtî benim altımdan
e fe hâlâ ... mı?
lâ tubsirûne görmüyorsunuz

Ve firavun, kavmi içinde seslendi: “Ey kavmim, bütün Mısır benim mülküm değil mi? Ve altımdan akan bu nehirler? Hâlâ görmüyor musunuz?” dedi.

ZUHRÛF SURESİ 51. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(51-53) Firavun halkına duyuru yapıp dedi ki: "Ey benim halkım! Mısır’ın yönetimi benim elimde değil mi? Ayaklarımın altından akan şu nehirler, kanallar benim değil mi? Görmüyor musunuz? Yoksa ben, şu aşağılık, meramını bile neredeyse anlatamayan adamdan daha üstün değil miyim? Eğer o dediği gibi ise, üstüne gökten altın bilezikler atılmalı, yahut beraberinde melaikeler gelmeli değil miydi?"

Suat Yıldırım