Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


فَلَوْلَا أُلْقِيَ عَلَيْهِ أَسْوِرَةٌ مِّن ذَهَبٍ أَوْ جَاء مَعَهُ الْمَلَائِكَةُ مُقْتَرِنِينَ ﴿٥٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe lev lâ ulkıye aleyhi esviratun min zehebin ev câe mea-hu el melâiketu mukterinîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe o zaman, artık, böylece
lev lâ olsaydı olmaz mıydı, olmalı değil miydi?
ulkıye atıldı, verildi (takıldı)
aleyhi ona
esviratun bilezikler
min zehebin altından
ev veya
câe geldi
mea-hu onunla beraber
el melâiketu melekler
mukterinîne karîn olanlar, yakın olanlar

“Öyleyse ona takılmış altından bilezikler olmalı veya onunla beraber ona yakın olan melekler gelmeli değil miydi?”

ZUHRÛF SURESİ 53. Ayeti Cemal Külünkoğlu Meali

(51-53) Firavun, kavmine seslenerek dedi ki: “Ey kavmim! Mısır hükümdarlığı benim değil mi? Şu nehirler de benim altımdan akıyor (değil mi?) Hâlâ görmüyor musunuz? Ben, şu zavallı, nerede ise maksadını anlatamayacak durumda olan adamdan daha hayırlı değil miyim? Eğer o dediği gibi ise, üstüne gökten altın bilezikler atılmalı yahut beraberinde melekler gelmeli değil miydi?”

Cemal Külünkoğlu