Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


إِنَّ اللَّهَ هُوَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَذَا صِرَاطٌ مُّسْتَقِيمٌ ﴿٦٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

inne allâhe huve rabbî ve rabbu-kum fe u'budû-hu hâzâ sirâtun mustakîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
inne allâhe muhakkak ki Allah
huve o
rabbî benim Rabbim
ve rabbu-kum ve sizin Rabbiniz
fe o zaman, öyleyse
u'budû-hu ona kul olun
hâzâ bu, işte bu
sirâtun yol
mustakîmun istikamet verilmiş, (Allah’a) yönlendirilmiş

Muhakkak ki Allah, O benim de sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na kul olun! İşte bu, Sıratı Mustakîm'dir.

ZUHRÛF SURESİ 64. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(63-64) Îsâ, açık açık delillerle onlara gelince: "Ben, size hikmet getirdim, bir de hakkında ayrılığa düştüğünüz bazı şeyleri size açıklamak için geldim. O halde Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir, yalnız O’na ibadet edin. Doğru yol budur." dedi.

Suat Yıldırım