Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


يُطَافُ عَلَيْهِم بِصِحَافٍ مِّن ذَهَبٍ وَأَكْوَابٍ وَفِيهَا مَا تَشْتَهِيهِ الْأَنفُسُ وَتَلَذُّ الْأَعْيُنُ وَأَنتُمْ فِيهَا خَالِدُونَ ﴿٧١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

yutâfu
(yutâfu ... bi )
aleyhim bi sihâfin min zehebin ve ekvâbin ve fîhâ mâ teştehî-hi el enfusu ve telezzu el a'yunu ve entum fîhâ hâlidûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yutâfu
(yutâfu ... bi )
tavaf edilir, dolaştırılır
: (ile etrafında dolaşılır)
aleyhim onların
bi sihâfin tepsiler ile
min zehebin altından
ve ekvâbin ve kulpsuz kadehler, bardaklar
ve fîhâ ve orada
mâ teştehî-hi iştahlandığı (canının çektiği) şeyler
el enfusu nefs
ve telezzu ve lezzet alır, zevk alır
el a'yunu göz(ler)
ve entum ve siz
fîhâ orada
hâlidûne halid olanlar, ebedî olanlar

Onların etrafında altından tepsiler ve kadehlerle (bardaklarla) dolaşılır. Ve orada nefslerin iştahlandığı ve gözlerin lezzet aldığı şeyler vardır. Ve siz orada ebediyyen kalacak olanlarsınız.

ZUHRÛF SURESİ 71. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Altın tepsi ve kâselerle kendilerine ikram eden hizmetçiler, etraflarında fır döner. Hülasa; orada canınız ne isterse, gözleriniz hangi manzaralardan hoşlanırsa hepsi var! Hem siz burada devamlı kalacaksınız.

Suat Yıldırım