Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


وَلَا يَمْلِكُ الَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ الشَّفَاعَةَ إِلَّا مَن شَهِدَ بِالْحَقِّ وَهُمْ يَعْلَمُونَ ﴿٨٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lâ yemliku ellezîne yed'ûne min dûni-hi eş şefâate illâ men şehide bi el hakki ve hum ya'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lâ yemliku ve malik değildir, gücü yetmez
ellezîne onlar
yed'ûne dua ederler, taparlar
min dûni-hi ondan başka
eş şefâate şefaat
illâ ancak, hariç, ...'den başka
men şehide şahit olanlar
bi el hakki Hakk’a
ve hum ve onlar
ya'lemûne bilirler

Ve onların, O’ndan (Allah’tan) başka taptıkları şeyler şefaate malik değildir. Hakk’a şahit olanlar hariç ve onlar (Hakk’ı) bilirler.

ZUHRÛF SURESİ 86. Ayeti Diyanet Vakfi Meali

Allah'ı bırakıp da taptıkları putlar, şefâat edemezler. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler bunun dışındadır.

Diyanet Vakfi