Mekke döneminde inmiştir. 75 âyettir. Sûre, adını 71 ve 73. âyetlerde geçen “Zümer” kelimesinden almıştır. Zümer; zümreler, gruplar demektir.


فَاعْبُدُوا مَا شِئْتُم مِّن دُونِهِ قُلْ إِنَّ الْخَاسِرِينَ الَّذِينَ خَسِرُوا أَنفُسَهُمْ وَأَهْلِيهِمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَلَا ذَلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبِينُ ﴿١٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fa'budû (fe u'budû) şi'tum min dûni-hi kul inne el hâsirîne ellezîne hasirû enfuse-hum ve ehlî-him yevme el kıyâmeti e lâ zâlike huve el husrânu el mubînu
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fa'budû (fe u'budû) artık kul olun, tapın
şey
şi'tum siz dilediniz
min ...'den
dûni-hi ondan başka
kul de, söyle
inne muhakkak ki
el hâsirîne hüsrana uğrayanlar
ellezîne o kimseler, onlar
hasirû hüsrana uğradılar, hüsrana düştüler
enfuse-hum onların nefsleri, kendileri
ve ehlî-him ve onların ehilleri, aileleri
yevme el kıyâmeti kıyâmet günü
e lâ ... değil mi?
zâlike işte bu, bu
huve o
el husrânu hüsran
el mubînu apaçık

Artık O’ndan başka dilediğiniz şeye tapın. De ki: "Muhakkak ki, kendilerini ve ailelerini hüsrana düşürenler, kıyâmet günü hüsrana uğrayacak olanlardır." Bu apaçık bir hüsran değil mi?

ZUMER SURESİ 15. Ayeti Ali Bulaç Meali

"Siz, O'nun dışında dilediklerinize ibadet edin." De ki: "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem yakınlarını hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun; bu apaçık olan hüsranın kendisidir."

Ali Bulaç