Mekke döneminde inmiştir. 75 âyettir. Sûre, adını 71 ve 73. âyetlerde geçen “Zümer” kelimesinden almıştır. Zümer; zümreler, gruplar demektir.


أَفَمَن يَتَّقِي بِوَجْهِهِ سُوءَ الْعَذَابِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَقِيلَ لِلظَّالِمِينَ ذُوقُوا مَا كُنتُمْ تَكْسِبُونَ ﴿٢٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

e fe men yettekî bi vechi-hî sûe el azâbi yevme el kıyâmeti ve kîle li ez zâlimîne zûkû kuntum teksibûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
e mi?
fe böylece, o halde
men kim, kimse
yettekî korur
bi vechi-hî onun vechini, kendi yüzünü, fizik vücudunu
sûe kötü, fena
el azâbi azap
yevme el kıyâmeti kıyâmet günü
ve kîle ve denir
li ez zâlimîne zalimlere
zûkû tadın
şey
kuntum siz oldunuz
teksibûne kesbediyorsunuz, kazanıyorsunuz

O halde kıyâmet günü, onun vechini (fizik vücudunu) kötü azaptan kim koruyabilir? Ve zalimlere: "Kazanmış olduğunuz şeyi (günahlarınızın cezasını) tadın!" denir.

ZUMER SURESİ 24. Ayeti Ali Ünal Meali

Şu halde, (dünyada sapkın yaşamış ve dolayısıyla) Kıyamet Günü (elleri boynuna kelepçelenmiş olduğu halde yüzüstü Ateş’e atılan ve) ancak yüzüyle kendisini o kötü azaptan korumaya çalışan kişi, (hiç güven içinde olan gibi midir? (O gün) zalimlere, “Tadın (bugün) dünyada iken kazandıklarınızın meyvesini!” denir.

Ali Ünal