ZUMER SURESİ 44. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 75 âyettir. Sûre, adını 71 ve 73. âyetlerde geçen “Zümer” kelimesinden almıştır. Zümer; zümreler, gruplar demektir.
قُل لِّلَّهِ الشَّفَاعَةُ جَمِيعًا لَّهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ ﴿٤٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kul
li allâhi
eş şefâatu
cemîân
lehu
mulku
es semâvâti
ve el ardı
summe
ileyhi
turceûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kul | de, söyle |
li allâhi | Allah'a aittir, mahsustur |
eş şefâatu | şefaat |
cemîân | tümü, hepsi |
lehu | onun |
mulku | mülk, hükümranlık |
es semâvâti | semalar, gökler |
ve el ardı | ve yeryüzü, arz, yer |
summe | sonra |
ileyhi | ona |
turceûne | döndürüleceksiniz |
De ki: "Şefaatin hepsi Allah’a mahsustur. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Sonra O’na döndürüleceksiniz."
ZUMER SURESİ 44. Ayeti Harun Yıldırım Meali
De ki: Bütün şefâat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Harun Yıldırım