Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “el-Ankebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, dişi örümcek demektir.


وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُدْخِلَنَّهُمْ فِي الصَّالِحِينَ ﴿٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti le nudhılenne-hum es sâlihîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ve
ellezîne o kimseler, onlar
âmenû âmenû oldular (hayattayken Allah'a ulaşmayı dilediler)
ve amilû es sâlihâti ve salih amel (nefs tasfiyesi) yaptılar
le elbette, mutlaka
nudhılenne-hum onları mutlaka dahil edeceğiz
arasına
es sâlihîne salihler

Ve âmenû olanları (salâh makamına ulaşanları) ve salih amel (nefs tasfiyesi) yapanları, mutlaka salihlerin arasına dahil edeceğiz.

ANKEBÛT SURESİ 9. Ayeti Ahmet Tekin Meali

İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri; elbette dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi mü’minler, sâlihler zümresine katacağız.

Ahmet Tekin