Mekke döneminde inmiştir. 20 âyettir. Sûre, adını ilk âyetteki “el-Beled” kelimesinden almıştır. Beled, şehir, belde demektir.


أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ ﴿١٦﴾


BELED SURESİ 16. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ev miskînen metrabetin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ev veya
miskînen miskin, çalışamayan yaşlı, fakir, yoksul
sahip, sahip olan, ...olan
metrabetin turab üstünde olan (toprak üstünde olan), çok fakir, çok yoksul

Veya çok fakir bir miskini (doyurmaktır).

BELED SURESİ 16. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(14-16) Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.

Diyanet İşleri

Yahut yerlere döşenmiş bir yoksulu.

Abdulbaki Gölpınarlı

Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.

Adem Uğur

Yahut toprağa uzanıp kalmış yoksula yedirip doyurmaktır.

Ahmed Hulusi

Veya aç, açık, toprağa bulanmış çevresi, çaresi olmayan yoksulları doyurmaktır.

Ahmet Tekin

Yahut toprakta sürünen bir yoksulu. [1]

Ahmet Varol

Veya sürünen bir yoksulu.

Ali Bulaç

Yahud toprak üstüne yığılan miskine...

Ali Fikri Yavuz

(14-16) Yahut, aclik gununde, yakini olan bir oksuzu, yahut topraga serilmis bir yoksulu doyurmaktir.

Bekir Sadak

(14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir.

Celal Yıldırım

(14-16) Yahut, açlık gününde, yakını olan bir öksüzü, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır.

Diyanet İşleri (eski)

(11-16) Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır.

Diyanet Vakfi

Yahut düşkün bir yoksulu...

Edip Yüksel

Veya toprak döşenen bir miskîne

Elmalılı Hamdi Yazır

veya toprak döşenen (hiçbir varlığı olmayan) bir yoksula...

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Hiçbir şeyi olmayan yoksulu,

Seyyid Kutub

Veya sürünen bir yoksulu.

Gültekin Onan

yahud toprakda sürünen bir yoksula.

Hasan Basri Çantay

(14-16) Veya bir açlık gününde akrabâlığı olan bir yetîmi veya toz toprak içinde kalmış bir yoksulu doyurmaktır.

Hayrat Neşriyat

Yahut yerde sürünen bir yoksula.

İbni Kesir

yahut toprağa uzanıp kalmış olan (yabancı) bir yoksulu,

Muhammed Esed

(15-16) Karabet sahibi olan bir yetime. Veyahut yerlere serilmiş bir yoksula.

Ömer Nasuhi Bilmen

Yahut da yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula.

Ömer Öngüt

Veya sürünen bir düşkünü.

Şaban Piriş

Ya da yeri yatak, (göğü yorgan yapan, barınacak hiçbir yeri olmayan) fakiri doyurmaktır.

Suat Yıldırım

Yahut hiçbir şeyi olmayan yoksulu.

Süleyman Ateş

Veya sürünen bir yoksulu.

Tefhim-ul Kuran

Veya toza toprağa bulanmış yoksula.

Ümit Şimşek

Yahut ezilmiş, boynu bükük bir yoksulu.

Yaşar Nuri Öztürk

veya yerde sürünen bir yoksulu.

Abdullah Parlıyan

(11-16) Fakat insan, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Köle âzat etmektir veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprakta sürünen bir yoksulu doyurmaktır.

Bayraktar Bayraklı

(14-16) Yahut açlık gününde yakın olan bir yetimi veya hiçbir şeyi olmayan bir yoksulu doyurmaktır.

Cemal Külünkoğlu

Veya yerde sürünen bir yoksulu.

Kadri Çelik

Ya da yiyeceği, barınağı olmayan perişan bir yoksulu.

Ali Ünal

Yahut topraklara düşmüş bir yoksulu.

Harun Yıldırım

ya da evsiz barksız, yurtsuz yuvasız bir düşkünü...

Mustafa İslamoğlu

Veya toprağa uzanıp (çaresiz) kalmış olan (yabancı) bir yoksula!

Sadık Türkmen

Yahut açlıktan yerlere serilmiş bir fakiri doyurmaktır.

İlyas Yorulmaz

Veya çok fakir bir miskini (doyurmaktır).

İmam İskender Ali Mihr