CÂSİYE SURESİ 18. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 37 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “Câsiye” kelimesinden almıştır. Câsiye, diz üstü çöken demektir.
ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلَى شَرِيعَةٍ مِّنَ الْأَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاء الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ ﴿١٨﴾
CÂSİYE SURESİ 18. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
summe | sonra |
cealnâ-ke | seni kıldık |
alâ şerîatin | şeriat üzere |
min el emri | emirden, emirde |
fe | öyleyse |
ittebi'-hâ | ona tâbî ol |
ve lâ tettebi' | ve uyma, tâbî olma |
ehvâe | hevalar, hevesler |
ellezîne | onlar |
lâ ya'lemûne | bilmezler |
Sonra seni, emirde (Allah’ın emrinde) şeriat üzere kıldık. Öyleyse ona (o şeriate) tâbî ol! Ve bilmeyenlerin hevalarına uyma!
CÂSİYE SURESİ 18. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Sonra da seni din işi konusunda açık bir yola koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.
Diyanet İşleri
Sonra seni, dîne âit bir şerîata sâhip ettik, artık uy ona ve bilmeyenlerin dileklerine uyma.
Abdulbaki Gölpınarlı
Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.
Adem Uğur
Sonra biz seni, hükmümüzle oluşmuş şartlarla meydana getirdik! Ona uy, (Hakikati, Dini) bilmeyenlerin hevâlarına (bedensellikten kaynaklanan heves ve düşüncelerine) tâbi olma!
Ahmed Hulusi
Bir de, seni, din, devlet, ekonomi, sosyal ve ferdî hayat ile ilgili bir şeriatı öğretmeye, yaşamaya, uygulamaya, benimsetmeye memur olarak hazırlayıp görevlendirdik. Bilmeyenlerin, bilgi toplumu olmayanların şahsî arzu ve ihtiraslarına, bâtıla uyma.
Ahmet Tekin
Sonra seni de bu işte bir şeriat üzere kıldık. Ona uy ve bilmeyenlerin arzularına uyma.
Ahmet Varol
Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.
Ali Bulaç
Sonra (Ey Rasûlüm), seni dinden bir yol (şeriat) üzere görevli kıldık. Onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmıyanların arzu ve isteklerine tabi olma.
Ali Fikri Yavuz
Sonra seni de din konusunda bir seriat sahibi kildik, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Bekir Sadak
Sonra da (din ve dünya) işinde seni ayrı bir şeriat üzere görevlendirdik. Artık sen o şeriata uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma !.
Celal Yıldırım
Sonra seni de din konusunda bir şeriat sahibi kıldık, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Diyanet İşleri (eski)
Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.
Diyanet Vakfi
Sonra sana da din konusunda bir yasa verdik; sen ona uymalısın, bilmeyenlerin keyfine uyma.
Edip Yüksel
Sonra emirden bir şerîat üzere seni me'mur kıldık, onun için sen o şerîate ittiba' eyle de ılmi olmıyanların hevalarına uyma
Elmalılı Hamdi Yazır
Sonra emirden (olan) bir şeriat ile seni vazifelendirdik; onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmayanların arzularına uyma!
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Sonra (Ey Muhammed) seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Sonra ey Muhammed! Sana da insanların uyacakları bir hayat sistemi (şeriat) verdik. Sen ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma.
Seyyid Kutub
Sonra seni de bu buyruktan bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.
Gültekin Onan
Sonra (Habîbim) seni de (dîn) emr (in) den bir şeriatın üstüne me'mur kıldık. O halde sen ona tâbi' ol. Bilmezlerin hevâ (ve heves) lerine uyma.
Hasan Basri Çantay
Sonra da seni o emir hakkında (din husûsunda) bir şeriat (bir yol ve usûl) üzerinde kıldık. Artık (sen) ona tâbi' ol; ve bilmeyenlerin (nefsânî) arzularına uyma!
Hayrat Neşriyat
Sonra seni de emirden bir şeriat üzere kıldık. Öyleyse sen; ona uy, sakın bilmeyenlerin heveslerine uyma.
İbni Kesir
Ve son olarak (ey Muhammed,) seni (imanın) hedefini gerçekleştireceğin bir yola koyduk. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma.
Muhammed Esed
Sonra seni (din) emrinden bir şeriat üzerine (memur) kıldık. Artık sen ona tâbi ol, bilmezler olanların hevâlarına tâbi olma.
Ömer Nasuhi Bilmen
Resulüm! Seni de din hususunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Ömer Öngüt
Sonra sana da, emrimiz ile bir yol gösterdik. Ona uy. Bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Şaban Piriş
Sonra din işinde, seni ayrı bir şeriat yoluna koyduk. Sen ona tâbi ol, gerçeği bilmeyenlerin keyiflerine uyma.
Suat Yıldırım
Sonra seni de buyruk(umuz)dan bir şeriate (bir hukuk düzenine) koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin keyiflerine uyma.
Süleyman Ateş
Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerinde kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.
Tefhim-ul Kuran
Biz seni dinde geniş bir yol üzere kıldık. Artık ona tâbi ol; bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Ümit Şimşek
Daha sonra seni, iş ve yönetimde bir şerîat/bir yol, yöntem üzerine koyduk. Artık ona uy! Bilmeyenlerin keyifleri ardınca gitme!
Yaşar Nuri Öztürk
Sonra da ey Muhammed! Seni her türlü iş ve yönetimde bir yol ve hakhukuk düzeni üzere görevlendirdik. Artık sen de o düzene uy, gerçekleri bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma.
Abdullah Parlıyan
Sonra sana da emrimizden bir yasa belirledik; artık ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma!
Bayraktar Bayraklı
Sonra (Ey Muhammed!) Sana da insanların uyacakları bir hayat sistemi (şeriat) verdik. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma!
Cemal Külünkoğlu
Sonra seni de bu emirden (dinden) bir şeriat üzerinde kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.
Kadri Çelik
Bunların ardından şimdi de seni Din’den kaynaklanan bir şeriat üzerine yerleştirdik, dolayısıyla sen ona tâbi ol ve (İlâhî hidayet nedir) bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.
Ali Ünal
Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen onlara uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.
Harun Yıldırım
Son olarak, seni de bu görevi (hakkıyla ifa edeceğin) bir yol ve yönteme kavuşturduk: o yolu izle, sakın ha (kendini) bilmezlerin keyfi yargılarına uyma!
Mustafa İslamoğlu
Sonra seni de emirlerimiz bulunan bir yol üzere kıldık. Öyleyse sen ona (Kur’an’a) uy! Bilmeyenlerin hevalarına/tutkularına uyma!
Sadık Türkmen
Sonra sana da (yeryüzünde) yapacağın işlerde takip edeceğin bir yol (şeriat) belirledik. O yola uy. Bilmeyenlerin arzularına uyma.
İlyas Yorulmaz
Sonra seni, emirde (Allah’ın emrinde) şeriat üzere kıldık. Öyleyse ona (o şeriate) tâbî ol! Ve bilmeyenlerin hevalarına uyma!
İmam İskender Ali Mihr