Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir.


الَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْرِفُونَهُ كَمَا يَعْرِفُونَ أَبْنَاءهُمُ الَّذِينَ خَسِرُواْ أَنفُسَهُمْ فَهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَ ﴿٢٠﴾


EN'ÂM SURESİ 20. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ellezîne âteynâ-hum el kitâbe ya'rifûne-hu kemâ ya'rifûne ebnâe-hum ellezîne hasirû enfuse-hum ve fe hum lâ yu'minûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ellezîne o kimseler, onlar
âteynâ-hum onlara verdik
el kitâbe kitap
ya'rifûne-hu ona ariftirler, onu tanırlar
kemâ ya'rifûne ...gibi tanırlar
ebnâe-hum kendi oğulları
ellezîne o kimseler, onlar
hasirû hüsrana düştüler (düşürdüler)
enfuse-hum kendi nefsleri, kendileri
ve fe hum ve artık onlar
lâ yu'minûne inanmazlar, iman etmezler, mümin olmazlar

Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onu kendi oğullarını tanır gibi tanırlar. Artık mü’min olmayanlar, nefslerini hüsrana düşürdüler.

EN'ÂM SURESİ 20. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (Peygamberi) kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar.

Diyanet İşleri

Kendilerine kitap verdiklerimiz, Peygamberi, oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar, fakat kendilerine zarar verenlerdir inanmayanlar.

Abdulbaki Gölpınarlı

Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Resûlullah'ı) kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyan edenler var ya, işte onlar inanmazlar.

Adem Uğur

O kendilerine hakikat bilgisi verdiklerimiz var ya, O'nu (Hz. Rasûlullah'ı), kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. . . Nefslerini hüsrana uğratanlar, işte onlar, iman etmezler.

Ahmed Hulusi

Kendilerine kutsal kitaplar verdiğimiz kimseler, peygamberi, Muhammed’i, öz oğullarını bildikleri gibi, kitaplarında zikredilen özellikleri sebebiyle bilirler, tanırlar. Kendilerini, birbirlerini hüsrana uğratanlar, işte onlar iman etmeyecekler.

Ahmet Tekin

Kendilerine kitap vermiş olduklarımız onu (Peygamberi) kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanımaktadırlar. Kendilerini zarara sokanlar işte onlar iman etmezler.

Ahmet Varol

Bizim kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu, çocuklarını tanır gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlar; işte onlar inanmayanlardır.

Ali Bulaç

Kendilerine kitap verdiğimiz ümmetlerin bilginleri, o Peygamberi (Hazreti Muhammed Aleyhisselâmı), oğullarını tanıdıkları gibi bilir ve tanırlar. Küfre varmakla nefislerine ziyan edenler, işte onlar iman etmezler...

Ali Fikri Yavuz

Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi) cocuklarini tanidiklari gibi tanirlar; fakat kendilerine yazik ettiler, cunku onlar inanmazlar. *

Bekir Sadak

Kendilerine kitap verdiğimiz (ümmetler), Onu (Peygamber Muhammed'i) öz çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerine yazık edenler (var ya) onlardır ki inanmazlar.

Celal Yıldırım

Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi) çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar; fakat kendilerine yazık ettiler, çünkü onlar inanmazlar.

Diyanet İşleri (eski)

Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Resûlullah'ı) kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyan edenler var ya, işte onlar inanmazlar.

Diyanet Vakfi

Kendilerine kitap verdiklerimiz, çocuklarını tanır gibi bunu tanır. Kişiliklerini yitirenler inanmıyanlardır

Edip Yüksel

Kendilerine kitâb verdiğimiz ümmetlerin uleması o Peygamberi kendi oğullarını bilir gibi bilirler, kendilerine yazık edenlerdir ki ancak iyman getirmezler

Elmalılı Hamdi Yazır

Kendilerine kitap verdiğimiz milletlerin bilginleri, Peygamber'i kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerine yazık edenler ancak iman getirmezler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Kendilerine Kitap verdiğimiz kimseler, Peygamber'i, kendi oğullarını bildikleri gibi, bilirler. Kendilerine yazık edenler var ya! İşte onlar iman etmezler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Kendilerine kitap verdiklerimiz, Peygamberi ve Kur'an'ı tıpkı çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Fakat kendilerine kıyanlar var ya, onlar asla inanmazlar.

Seyyid Kutub

Bizim kendilerine kitap verdiklerimiz, onu çocuklarını tanır gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlar; işte onlar inanmayanlardır.

Gültekin Onan

Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler onu (o hak peygamberi) öz oğullarını nasıl tanıyorlarsa öyle tanırlar. Nefislerini hüsrana uğratanlar (yok mu?) işte onlardır ki (peygambere) inanmazlar.

Hasan Basri Çantay

Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler, onu (kitablarında alâmetlerini gördükleri o âhir zaman peygamberini) kendi oğullarını tanımakta oldukları gibi tanırlar. Kendilerini hüsrâna uğratan o kimseler yok mu, işte onlar îmân etmezler.

Hayrat Neşriyat

Kendilerine kitab verdiklerimiz; onu, öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Nefislerini ziyana uğratanlar, işte onlar inanmazlar.

İbni Kesir

Daha önce vahiy verdiklerimiz, bunu, kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar; ama (onlar arasından) kendilerine yazık edenler (var ya), işte onlardır inanmayı reddedenler.

Muhammed Esed

Kendilerine kitap vermiş olduğumuz kimseler, O'nu kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanır bilirler. O kimseler ki nefislerini hüsrâna uğratmışlardır, işte onlar imân etmezler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Kendilerine kitap verdiklerimiz (Peygamber'i), kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlara gelince, onlar iman etmezler.

Ömer Öngüt

Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler Resûlü, oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana atanlar, işte onlar iman etmezler.

Şaban Piriş

Kendilerine kitap verdiğimiz ümmetlerin bilginleri o Peygamberi, kendi öz evlatlarını tanıdıkları gibi tanırlar. Ama kendilerine acımayıp kendi kendilerini en büyük hüsrana uğratanlardır ki iman etmezler.

Suat Yıldırım

Kendilerine Kitap verdiklerimiz, oğullarını tanıdıkları gibi onu tanırlar (onun Allâh tarafından vahyedildiğini bilirler), ama kendilerini ziyana sokanlar inanmazlar.

Süleyman Ateş

Bizim kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu, çocuklarını tanır gibi tanırlar kendilerini hüsrana uğratanlar işte onlar inanmayanlardır.

Tefhim-ul Kuran

Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu, oğullarını tanır gibi tanıyorlar. Kendilerini hüsrana sokanlar ise iman etmezler.

Ümit Şimşek

O kendilerine kitap verdiklerimiz var ya, onu, öz oğullarını tanıdıkları gibi tanıyıp bilirler. Ama öz benliklerini hüsrana uğratan bunlar, iman etmezler.

Yaşar Nuri Öztürk

Kendilerine kitap verdiğimiz Yahudi ve Hıristiyanlar, O hak peygamberi kendi oğullarını nasıl tanıyorlarsa, öylece tanırlar; ama onlar arasında, kendilerine yazık edenler var ya işte onlardır inanmayanlar.

Abdullah Parlıyan

Kendilerine kitap verdiklerimiz, Peygamberi kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyan edenler var ya, işte onlar inanmazlar.

Bayraktar Bayraklı

Kendilerine kitap verdiğimiz (Yahudi ve Hıristiyanlar), o (Muhammed')i öz çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar/bilirler. (Aklını kullanmayarak) kendilerini hüsrana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar.

Cemal Külünkoğlu

Kendilerine kitab verdiklerimiz, onu (peygamberi) çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlar (var ya), işte onlar iman etmezler.

Kadri Çelik

Kendilerine Kitap verilenler, öz oğullarından nasıl şüphe etmeyip onları tanırlarsa, (Allah Rasûlü’nü bütün peygamberlik alâmetleriyle) aynı kesinlikte tanırlar. Fakat (buna rağmen, nefislerine ve nefsanîliklerine mağlûp olarak bu gerçeği gizleyen ve böylece) kendilerini en büyük ziyana uğratanlardır ki, işte onlar iman etmezler.

Ali Ünal

Kendilerine kitap verdiklerimiz öz oğullarını tanır gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlar... işte onlar iman etmezler.

Harun Yıldırım

Daha önce vahye muhatap kıldıklarımıza gelince: onlar onu kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini kaybeden kimseler var ya: işte onlardır inanmaya yanaşmayanlar.

Mustafa İslamoğlu

Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, oğullarını tanıdıkları gibi onu tanırlar. Ama, onlardan kendilerine yazık eden kimseler var ya, onlar inanmıyorlar.

Sadık Türkmen

Kendilerine kitap verdiklerimiz, kendilerine gelen elçiyi, kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. O kimseler kendilerine yazık etmiş olanlardır. Sonra onlar kesinlikle iman etmezler.

İlyas Yorulmaz

Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onu kendi oğullarını tanır gibi tanırlar. Artık mü’min olmayanlar, nefslerini hüsrana düşürdüler.

İmam İskender Ali Mihr