Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


مَا يَأْتِيهِم مِّن ذِكْرٍ مَّن رَّبِّهِم مُّحْدَثٍ إِلَّا اسْتَمَعُوهُ وَهُمْ يَلْعَبُونَ ﴿٢﴾


ENBİYÂ SURESİ 2. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

mâ ye'tî-him min zikrin min rabbi-him muhdesin illâstemeûhu (illâ istemeû-hu) ve hum yel'abûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
mâ ye'tî-him onlara gelmedi (ki)
min zikrin zikirden, zikir, uyarı, ihtar
min rabbi-him Rab'lerinden
muhdesin yeni
illâstemeûhu (illâ istemeû-hu) ...'den başka, ancak, sadece onu dinlediler
ve hum ve onlar
yel'abûne oynuyorlar (alay ediyorlar)

Rabbinden, yeni bir zikir (uyarı) gelmeye görsün. Onu, ancak oynayarak (alay ederek) dinlerler.

ENBİYÂ SURESİ 2. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(2-3) Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: “Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?”

Diyanet İşleri

Rablerinden, Kur'ân'a âit yeni bir âyet geldi mi onu alaya alarak dinlerler, oyun sanırlar.

Abdulbaki Gölpınarlı

Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak dinlerler.

Adem Uğur

Rablerinden gelen her yeni uyarıyı, alaya alarak dinliyorlar!

Ahmed Hulusi

Rablerinden gelen, okunması ibadet olan övünç kaynağı Kur’ân âyetlerinden her yeni ikazı alaya alırlarken kesinlikle ona kulak da kabartıyorlar.

Ahmet Tekin

Ne zaman kendilerine Rablerinden yeni bir uyarı gelse onu ancak alaya alarak dinlerler.

Ahmet Varol

Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar.

Ali Bulaç

Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtarı, hep eğlenerek dinliyorlar.

Ali Fikri Yavuz

(2-3) Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtari mutlaka, gonulleri gaflet icinde eglenerek dinlerler. Zulmedenler, gizli toplantilarinda: «Bu zat, sizin gibi bir insandan baska bir sey midir? Siz, goz gore gore sihre mi uyarsiniz?» diye konusurlar.

Bekir Sadak

Rablarından kendilerine gelen her yeni uyarıyı mutlaka eğlenerek dinlerler.

Celal Yıldırım

(2-3) Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtarı mutlaka, gönülleri gaflet içinde eğlenerek dinlerler. Zulmedenler, gizli toplantılarında: 'Bu zat, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Siz, göz göre göre sihre mi uyarsınız?' diye konuşurlar.

Diyanet İşleri (eski)

(2-3) Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir. O zalimler şöyle fısıldaştılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?

Diyanet Vakfi

Her ne zaman Rab'lerinden kendilerine yeni bir mesaj (zikr) gelse, onu ciddiye almadan dinlerler.

Edip Yüksel

Rablarından kendilerine gelen her yeni ıhtarı mutlak eğlenerek dinliyorlar

Elmalılı Hamdi Yazır

Rablerinden kendilerine gelen her yeni uyarıyı ancak alaya alarak dinliyorlar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Rablerinden kendilerine gelen her yeni hatırlatmayı hep eğlenerek dinliyorlar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Onlar Rabb'lerinden gelen her yeni uyarıyı kesinlikle alaya alarak dinliyorlar.

Seyyid Kutub

Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar.

Gültekin Onan

(2-3) Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: «Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz»?

Hasan Basri Çantay

(2-3) Rablerinden kendilerine gelen her yeni nasîhati, ancak alaya alarak, onu kalbleri gaflet içinde dinlerler. Ve o zulmedenler, (aralarında) şu fısıldamaları gizli tuttular: 'Bu(Muhammed), sâdece sizin gibi bir insan değil midir? Şimdi siz, görüp dururken sihre mi geliyorsunuz?'

Hayrat Neşriyat

Rabblarından kendilerine yeni bir uyarı gelmeye dursun; onlar, bunu mutlaka eğlenerek dinlemişlerdir.

İbni Kesir

Ne zaman Rablerinden kendilerine yeni bir uyarıcı, hatırlatıcı (mesaj) gelse, onu ancak alaya alarak dinliyorlar,

Muhammed Esed

Onlara Rablerinden yeni bir ihtar gelmez ki, illâ onu müstehziyâne bir halde dinlerler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Rablerinden kendilerine gelen her yeni zikri (öğüt ve uyarıyı) mutlaka alaya alarak dinlerler.

Ömer Öngüt

Rab’lerinden gelen her yeni uyarıyı ancak alay ederek dinlerler.

Şaban Piriş

(2-3) Rab’leri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı, alaya alıp kalpleri eğlenceye dalarak dinlerler. Hem o zalimler aralarında kulis yapıp, şu fısıltıyı, gizlice yayarlar: "O da sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılacaksınız yani?"

Suat Yıldırım

Kendilerine Rablerinden gelen her yeni ikazı mutlaka eğlenerek dinlerler.

Süleyman Ateş

Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, onlar bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinlemektedirler.

Tefhim-ul Kuran

Onlara ne zaman Rablerinden yeni bir öğüt gelse, eğlenerek dinlerler.

Ümit Şimşek

Rablerinden kendilerine ulaşan, söze bürünmüş her yeni öğüt ve hatırlatmayı ancak eğlenerek dinliyorlar.

Yaşar Nuri Öztürk

Ne zaman kendilerine bir uyarıcı, hatırlatıcı mesaj gelse, onu ancak alaya alarak, aldırmayarak, oyun yerine koyarak dinliyorlar.

Abdullah Parlıyan

Rabblerinden kendilerine gelen her yeni öğüdü alaya alarak dinlerler.

Bayraktar Bayraklı

(2-3) Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir öğüt (ve ihtar) gelse, onlar bunu, hep alaya alırlar. (Hem de) kalpleri eğlenceye dalarak (dinlerler). Zulme sapanlar, (aralarında) gizlice şöyle fısıldaşırlar: “Bu Muhammed, sadece sizin gibi bir insan değil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?”

Cemal Külünkoğlu

Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, onlar bunu mutlaka eğlence konusu yaparak dinlemektedirler.

Kadri Çelik

Ne zaman onlara kendilerini uyarmak ve aydınlatmak için yeni bir vahiy gelse, onu sadece bir oyun ve eğlenme tavrı içinde dinlemektedirler.

Ali Ünal

Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak dinlerler.

Harun Yıldırım

Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir uyarı gelse, onu da sadece alaya alarak dinliyorlar.

Mustafa İslamoğlu

Rablerinden kendilerine gelen her yeni uyarıyı/öğüdü, ancak alay konusu ederler!

Sadık Türkmen

İnsanlara ne zaman Rablerinden meydana gelen bir öğüt gelse, ancak öğütleri alay edip oynayarak dinlemişlerdir.

İlyas Yorulmaz

Rabbinden, yeni bir zikir (uyarı) gelmeye görsün. Onu, ancak oynayarak (alay ederek) dinlerler.

İmam İskender Ali Mihr