Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ مَا هَذِهِ التَّمَاثِيلُ الَّتِي أَنتُمْ لَهَا عَاكِفُونَ ﴿٥٢﴾


ENBİYÂ SURESİ 52. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

iz kâle li ebî-hi ve kavmi-hî mâ hâzihi et temâsîlu elletî entum lehâ âkifûne (akefe)
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
iz kâle demişti
li ebî-hi babasına
ve kavmi-hî ve kavmine
mâ hâzihi bu nedir
et temâsîlu heykeller
elletî ki o
entum siz
lehâ ona
âkifûne (akefe) devamlı ibadet edenler (devamlı ibadet etti)

(İbrâhîm A.S), babasına ve kavmine şöyle demişti: “Sizin ibadet ettiğiniz bu heykeller nedir?”

ENBİYÂ SURESİ 52. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.

Diyanet İşleri

Hani atasına ve kavmine, nedir bu tapıp durduğunuz heykeller demişti.

Abdulbaki Gölpınarlı

O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? demişti.

Adem Uğur

Hani (İbrahim) babasına ve halkına demişti ki: "Kendilerine tapındığınız bu heykeller de nedir?"

Ahmed Hulusi

Hani İbrâhim babasına ve kavmine:
'Şu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?' demişti.

Ahmet Tekin

O babasına ve kavmine: 'Sizin kendilerine tapınmakta olduğunuz şu heykeller de nedir?' demişti.

Ahmet Varol

Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir?

Ali Bulaç

O zaman, babasına ve kavmine şöyle demişti: “- Sizin tapmakta olduğunuz heykeller nedir?”

Ali Fikri Yavuz

Ibrahim, babasina ve milletine: «Bu tapinip durdugunuz heykeller nedir?» demisti.

Bekir Sadak

Hani o bir vakit babasına ve kavmine, «nedir bu üzerine kapanıp durduğunuz heykeller?» demişti.

Celal Yıldırım

İbrahim, babasına ve milletine: 'Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?' demişti.

Diyanet İşleri (eski)

O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? demişti.

Diyanet Vakfi

Babasına ve halkına, 'Kendinizi adadığınız bu heykeller de neyin nesidir,' dedi.

Edip Yüksel

O vakıt ki babasına ve kavmine ne bu başına toplanıb durduğunuz temasîl dedi

Elmalılı Hamdi Yazır

O vakit babasına ve kavmine dedi ki: «Başına toplanıp durduğunuz şu putlar nedir?»

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

O zaman o, babasına ve kavmine: «Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?» demişti.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Hani O babasına ve soydaşlarına «Şu karşılarında saygı duruşu yaptığınız heykeller nedir?» dedi.

Seyyid Kutub

Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir?"

Gültekin Onan

O zaman o, babasına ve kavmine: «Sizin tapmakda olduğunuz bu heykeller nedir?» demişdi.

Hasan Basri Çantay

Hani babasına ve kavmine: 'Sizin şu kendilerine tapınıcı olduğunuz heykeller de nedir?' demişti.

Hayrat Neşriyat

Hani o, babasına ve kavmine demişti ki: Şu tapınıp durduğunuz heykeller de nedir?

İbni Kesir

babasına ve halkına (şöyle): "Kendinizi bu kadar yürekten adadığınız bu biçimsel nesneler nedir?" dediği zaman,

Muhammed Esed

O vakit ki, babasına ve kavmine dedi ki: «Nedir bu timsaller ki, siz onlara (tapınmaya) devam edip duruyorsunuz?»

Ömer Nasuhi Bilmen

Babasına ve kavmine: “Sizin şu karşısında durup da tapmakta olduğunuz heykeller nedir?” dedi.

Ömer Öngüt

Babasına ve kavmine: -Kendilerine bağlandığınız bu heykeller nedir? demişti.

Şaban Piriş

O vakit babasına ve halkına: "Nedir bu karşısında durup taptığınız heykeller?" dedi.

Suat Yıldırım

Babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin şu karşısında durup taptığınız heykeller nedir?"

Süleyman Ateş

Hani babasına ve kavmine demişti ki: «Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir?»

Tefhim-ul Kuran

O vakit İbrahim babası ile kavmine, 'Nedir bu tapıp durduğunuz suretler?' diye sormuştu.

Ümit Şimşek

Babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de ne?"

Yaşar Nuri Öztürk

Hani O bir vakit, babasına ve toplumuna: “Şu karşısına geçip tapınmakta olduğunuz bunca heykeller nedir?” demişti.

Abdullah Parlıyan

İbrâhim, babasına ve toplumuna, “Şu karşısına geçip tapmakta olduğumuz heykeller de ne oluyor?” demişti.[328]

Bayraktar Bayraklı

Hani o, babasına ve kavmine: “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.

Cemal Külünkoğlu

Hani babasına ve kavmine demişti ki: “Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de nedir?”

Kadri Çelik

Atasına ve kavmine, “Nedir bu heykeller ki, böyle ibadet kastıyla karşılarında boyun eğip duruyorsunuz?” demişti.

Ali Ünal

Hani babasına ve kavmine demişti ki: “İbadet edip durduğunuz bu heykeller de ne oluyor?”

Harun Yıldırım

Hani o babasına ve kendi toplumuna "Sizin kendilerine tapınıp durduğunuz bu heykeller de neyin nesi?" dediği zaman,

Mustafa İslamoğlu

Hani, babasına ve halkına dedi ki: “Karşısında durup, önlerinde eğildiğiniz şu temsilî heykeller nedir?”

Sadık Türkmen

Babası ve kavmine “Samimi ve içinizden gelerek kulluk ettiğiniz bu heykeller de neyin nesi?” demişti.

İlyas Yorulmaz

(İbrâhîm A.S), babasına ve kavmine şöyle demişti: “Sizin ibadet ettiğiniz bu heykeller nedir?”

İmam İskender Ali Mihr