Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


فَجَعَلَهُمْ جُذَاذًا إِلَّا كَبِيرًا لَّهُمْ لَعَلَّهُمْ إِلَيْهِ يَرْجِعُونَ ﴿٥٨﴾


ENBİYÂ SURESİ 58. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe ceale-hum cuzâzen illâ kebîran lehum lealle-hum ileyhi yerciûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe ceale-hum böylece onları kıldı (yaptı)
cuzâzen cüz cüz, parça parça
illâ ancak, ...'den başka, hariç
kebîran büyük olan
lehum onlar, onların
lealle-hum umulur ki böylece onlar
ileyhi ona
yerciûne rücu ederler, dönerler

Sonra onları (putları) cüz cüz (parça parça) yaptı. Onların büyük olanı hariç. Umulur ki böylece onlar, ona rücu ederler (dönerler).

ENBİYÂ SURESİ 58. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Derken (İbrahim) belki kendisine başvururlar diye içlerinden bir büyüğü bırakarak onları (putları) paramparça etti.

Diyanet İşleri

Onları paramparça etti, yalnız, ona baş vursunlar diye büyüklerini bıraktı.

Abdulbaki Gölpınarlı

Sonunda İbrahim onları paramparça etti. Yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki ona müracaat ederler diye.

Adem Uğur

(Nihayet İbrahim) belki ona gidip sorarlar diye, en büyükleri dışında putları paramparça etti.

Ahmed Hulusi

Sonunda İbrâhim onların büyük putlarının dışında, bütün putlarını paramparça etti. Büyük puta başvururlar diye düşündü.

Ahmet Tekin

Böylece belki ona başvururlar diye büyükleri dışında putları paramparça etti.

Ahmet Varol

Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça etti; belki ona başvururlar diye.

Ali Bulaç

Nihayet o putları paramparça etti, yalnız bunların büyüğünü bıraktı ki, belki ona müracaat ederler (de hadiseyi sorarlar).

Ali Fikri Yavuz

Hepsini paramparca edip, iclerinden buyugunu ona basvursunlar diye, saglam birakti.

Bekir Sadak

Derken İbrahim, onları parça parça etti; ancak dönüp başvururlar diye (putların) en büyüğünü kırmadı.

Celal Yıldırım

Hepsini paramparça edip, içlerinden büyüğünü ona başvursunlar diye, sağlam bıraktı.

Diyanet İşleri (eski)

Sonunda İbrahim onları paramparça etti. Yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki ona müracaat ederler diye.

Diyanet Vakfi

Hepsini param parça etti; ancak belki ona danışırlar diye en büyüklerine dokunmadı.

Edip Yüksel

Derken onları parça parça etti, ancak bir büyüklerini bıraktı ki belki ona müracaat ederler

Elmalılı Hamdi Yazır

Derken, onları parça parça etti. Ancak büyüklerinden birini bıraktı ki belki ona müracaat ederler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Derken o, bunları parça parça etti. Yalnız kendisine başvursunlar diye onların büyüğünü sağlam bıraktı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Arkasından o putları kırıp parça parça etti, fakat bilgisine (!) başvursunlar diye en büyük putu sağlam bıraktı.

Seyyid Kutub

Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça etti; belki ona başvururlar diye.

Gültekin Onan

Derken o, bunları parça parça etdi. Yalınız onların büyüğünü bırakdı, belki ona müracaat ederler diye.

Hasan Basri Çantay

Nihâyet (İbrâhîm) onları (o putları) paramparça etti; ancak onların büyüğünü(bıraktı) ki, belki ona mürâcaat ederler!

Hayrat Neşriyat

Derken hepsini paramparça edip içlerinden büyüğünü, ona başvursunlar diye sağlam bıraktı.

İbni Kesir

Ve en büyükleri dışında (putların) hepsini paramparça etti; belki dönüp (bu olup biten için) ona başvururlar diye.

Muhammed Esed

Artık onları parça parça etti. Ancak onların bir büyüğünü değil, belki kendisine müracaat ederler diye.

Ömer Nasuhi Bilmen

Sonunda İbrahim onları paramparça etti. Yalnız içlerinden büyüğünü, ona başvursunlar diye sağlam bıraktı.

Ömer Öngüt

Sonunda İbrahim hepsini paramparça edip, içlerinden büyüğünü ona başvursunlar diye sağlam bıraktı.

Şaban Piriş

Onların bütün putlarını paramparça etti, yalnız, halk, belki de olup biten olay hakkında kendisine sorarlar düşüncesiyle, onların büyüklerine dokunmadı.

Suat Yıldırım

Nihâyet (İbrâhim) onları parça parça etti, yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki ona müracaat ederler diye(!)

Süleyman Ateş

Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça kıldı; belki ona başvururlar diye.

Tefhim-ul Kuran

Sonra onları parça parça etti; yalnız, gelip sorsunlar diye büyüklerine dokunmadı.

Ümit Şimşek

Sonunda onları parça parça etti. Yalnız en büyüklerini bıraktı ki, dönüp ona başvurabilsinler.

Yaşar Nuri Öztürk

O, putların hepsini paramparça etti, yalnız kendisine başvursunlar diye, en büyük putu bıraktı.

Abdullah Parlıyan

Onlar gidince hepsini paramparça edip içlerinden büyüğünü, ona başvursunlar diye sağlam bıraktı.

Bayraktar Bayraklı

Arkasından o putları kırıp paramparça etti, fakat bilgisine başvursunlar diye en büyük putu sağlam bıraktı.

Cemal Külünkoğlu

Derken o, bunları parça parça etti. Yalnız kendisine müracaat ederler diye onların büyüğünü sağlam bıraktı.

Kadri Çelik

Sonra da o putların hepsini paramparça etti, yalnız halkın en büyük kabul ettiği putu bıraktı ki, dönüp gelsinler (ve durumu ondan öğrensinler)!

Ali Ünal

Derken, ona başvururlar diye büyükleri dışında onların hepsini paramparça etti.

Harun Yıldırım

Nihayet, onların tümünü paramparça etti; dönüp de kendisine başvurabilsinler diye (!) onların en iri yarı olanına dokunmadı.

Mustafa İslamoğlu

Sonunda, onları paramparça etti. Ancak onların en büyüğünü bıraktı ki, onlar belki ona müracaat ederler, diye!

Sadık Türkmen

Putların hepsini paramparça etti, putlara tapanlar döndüklerinde onu bulsunlar diye, yalnızca onların en büyüğünü bıraktı.

İlyas Yorulmaz

Sonra onları (putları) cüz cüz (parça parça) yaptı. Onların büyük olanı hariç. Umulur ki böylece onlar, ona rücu ederler (dönerler).

İmam İskender Ali Mihr