Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. Sûre, adını birinci âyeti oluşturan “el-Hâkka” kelimesinden almıştır. Hâkka, mutlaka gerçekleşecek olan kıyamet demektir.


لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَا أُذُنٌ وَاعِيَةٌ ﴿١٢﴾


HÂKKA SURESİ 12. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

li nec'ale-hâ lekum tezkiraten ve teiye-hâ uzunun vâiyetun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
li nec'ale-hâ onu kılalım diye
lekum sizin için
tezkiraten ibret
ve teiye-hâ ve onu bellesin
uzunun kulaklar
vâiyetun belleyen, işiten

Onu sizin için bir ibret kılalım ve işiten kulaklar onu bellesin diye.

HÂKKA SURESİ 12. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(11-12) Şüphesiz, (Nûh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin.

Diyanet İşleri

Bu, size bir öğüt ve ibret olsun ve belleyip unutmayan kulaklarda kalsın diye.

Abdulbaki Gölpınarlı

Onu sizin için bir ibret ve öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye.

Adem Uğur

Onu, sizin için bir hatırlatma ve iyi algılayan kulak da onu iyi kavrasın diye (naklettik)!

Ahmed Hulusi

Bunları size bir ibret yapalım da, anlayıp değerlendirebilecek kimselerin kulaklarında kalmaya devam etsin istedik.

Ahmet Tekin

Bunu sizin için bir ibret yapalım ve kavrayan kulaklar bunu kavrasın diye.

Ahmet Varol

Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım. 'Gerçeği belleyip kavrayabilen' kullar da onu belleyip kavrasın.'

Ali Bulaç

Onu (müminleri kurtarıp da kâfirleri boğmamızı) size bir ibret yapalım ve onu belleyip saklıyan kulaklar saklasın diye...

Ali Fikri Yavuz

(11-12) Su tastigi vakit, size bir ibret olmak uzere, anlayisli kulaklar anlasin diye suzulen gemide, sizi Biz tasimisizdir.

Bekir Sadak

(11-12) Doğrusu biz, su iyice kabarıp taştığında size ibret ve öğüt kılmamız için ve anlayabilen kulaklar anlasın diye sizi yüzüp giden gemide taşıdık.

Celal Yıldırım

(11-12) Su taştığı vakit, size bir ibret olmak üzere, anlayışlı kulaklar anlasın diye süzülen gemide, sizi Biz taşımışızdır.

Diyanet İşleri (eski)

Onu sizin için bir ibret ve öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye.

Diyanet Vakfi

Ki o size bir ders olsun ve dinleyen kulaklar anlasın.

Edip Yüksel

Onu sizlere bir anid yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye

Elmalılı Hamdi Yazır

Onu sizlere bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Onu size bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Onu size bir ibret yapalım ve belleyen kulaklar onu bellesin.

Seyyid Kutub

Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım. 'Gerçeği belleyip kavrayabilen' kullar da onu 'belleyip kavrasın'.

Gültekin Onan

Onu sizin için bir öğüt ve ibret yapalım, onu belleyen kulaklar da bellesin diye.

Hasan Basri Çantay

Tâ ki onu sizin için bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar, onu bellesin!

Hayrat Neşriyat

Ki bunu sizin için bir öğüt ve ibret yapalım. Ve anlayışlı kulaklar anlasın diye.

İbni Kesir

ki bütün bunları size (kesintisiz) bir uyarı haline getirelim ve her uyanık ve duyarlı kulak onu bilinçle algılayabilsin.

Muhammed Esed

(11-12) Şüphe yok ki, su taştığı zaman sizi o akan gemiye Biz yükledik. Onu (o necâtı) sizin için bir ibret kılmamız için ve hıfzeden kulakların onu anlamaları için (öyle yaptık).

Ömer Nasuhi Bilmen

Onu sizin için bir ibret ve öğüt yapalım ve anlayışlı kulaklar onu anlasın diye.

Ömer Öngüt

Bunu sizin için bir öğüt/uyarı kılalım ve anlayışlı kulaklar duysun diye...

Şaban Piriş

(11-12) Unutmayın ki Nûh zamanında, sular taştığı vakit, sizi (varlığınıza vesile olan atalarınızı) emniyetli gemide Biz taşımıştık! Onu sizin için hem bir ibret vesilesi kılalım, hem de can kulağı ile dinleyip ders alanlar iyice bellesinler diye böyle yapmıştık.

Suat Yıldırım

Ki onu size bir ibret yapalım ve belleyen kulak(lar) onu bellesin.

Süleyman Ateş

Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım. 'Gerçeği belleyip kavrayabilen' kullar da onu belleyip kavrasın.

Tefhim-ul Kuran

Bunu size bir ibret yapalım ve işitecek kulaklar onu iyice bellesin diye.

Ümit Şimşek

Ki onu size bir hatırlatıcı/düşündürücü yapalım ve kavrayabilen kulak kavrasın.

Yaşar Nuri Öztürk

ki, onu size bir ibret yapalım belleyici kulaklar onu bellesin dinleyip, anlayıp, düşünerek gereğine göre hareket etsin.

Abdullah Parlıyan

Onu sizin için öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye.

Bayraktar Bayraklı

Bütün bunları size (kesintisiz) bir uyarı haline getirelim ve her duyarlı kulak onu bellesin.

Cemal Külünkoğlu

Onu size bir ibret yapalım ve belleyen kulaklar onu bellesin diye (taşıdık).

Kadri Çelik

Taşıdık ki, sonuçta onu sizin için (nesilden nesile aktarılan) bir ibret vesilesi kıldık ve dinlemeye açık kulaklar onu dinleyip zaptetsin istedik.

Ali Ünal

Onu size bir uyarı kılalım ve anlayışlı kulak da onu anlasın diye.

Harun Yıldırım

Onu, size bir ibret vesikası kılmak için, dahası işittiğini anlayan her kulak (sahibinin işin özünü) kavraması için (aktardık).

Mustafa İslamoğlu

Öyle ki, onu sizin için bir hatırlatma yapalım ve kavrayabilen kulaklar da onu kavrasın!

Sadık Türkmen

Bu olayı sizin için alınacak bir öğüt ve işiten bir kulak için sağlıklı (doğru haber) yaptık.

İlyas Yorulmaz

Onu sizin için bir ibret kılalım ve işiten kulaklar onu bellesin diye.

İmam İskender Ali Mihr