HÛD SURESİ 36. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 123 âyettir. Sûre, adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden almıştır.
وَأُوحِيَ إِلَى نُوحٍ أَنَّهُ لَن يُؤْمِنَ مِن قَوْمِكَ إِلاَّ مَن قَدْ آمَنَ فَلاَ تَبْتَئِسْ بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ﴿٣٦﴾
HÛD SURESİ 36. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve ûhiye | ve vahyedildi |
ilâ nûhın | Nuh (a.s)'a |
enne-hu | çünkü o, (onlar) olduğu |
len yu'mine | asla inanmayacaklar (mü'min olmayacaklar) |
min kavmi-ke | senin kavminden |
illâ | ancak, hariç |
men | kimse |
kad | olmuştu |
âmene | îmân etti, âmenû oldu |
fe lâ tebteis | üzülme, sen yeise kapılma |
bi-mâ | şeyler sebebiyle |
kânû | oldular |
yef'alûne | yapıyorlar |
Ve Nuh’a: “Senin kavminden âmenû olmuş olanlar hariç, onlar asla mü’min olmayacak.” (diye) vahyedildi. Artık onların yapmış olduğu şeylerden dolayı sen, yeise kapılma.
HÛD SURESİ 36. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Nûh’a vahyolundu ki: “Kavminden daha önce iman etmiş olanlardan başka, artık hiç kimse iman etmeyecek. O hâlde, onların yapmakta oldukları şeylerden dolayı üzülme.”
Diyanet İşleri
Nûh'a, kavminden inananlardan başkaları kesin olarak inanmayacak, artık sen de onların yaptıkları işler yüzünden kederlenme diye vahyedildi.
Abdulbaki Gölpınarlı
Nuh'a vahyolundu ki: Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak. Öyle ise onların işlemekte olduklarından (günahlardan) dolayı üzülme.
Adem Uğur
Nuh'a vahyolundu ki: "Halkından, iman etmiş olanlar dışında kimse iman etmeyecek. . . (Artık) onların yapmakta olduklarından dolayı üzgün olma!"
Ahmed Hulusi
Nuh’a:
Ahmet Tekin
'Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık asla sana iman etmeyecek. Öyleyse onların sergilemeye devam ettikleri günahkâr, isyankâr davranışlarından dolayı üzülme.' diye vahyedildi.
Nuh'a vahyolundu ki: 'Kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanların dışında artık kimse iman etmeyecek. Onların yaptıklarından dolayı üzülme!
Ahmet Varol
Nuh'a vahyedildi: "Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme."
Ali Bulaç
Nûh’a şöyle vahyolunmuştu: “- Haberin olsun, önceden iman edenlerden başka, kavminden hiç biri asla iman etmiyecek. O halde yaptıkları şeylerden (eziyet ve tekziplerden ) ötürü kederlenme.
Ali Fikri Yavuz
(36-37) Nuh'a, «Senin milletinden, inanmis olanlardan baskasi inanmayacaktir; onlarin yapageldiklerine uzulme; nezaretimiz altinda, sana bildirdigimiz gibi gemiyi yap. Haksizlik yapanlar icin Bana bas vurma, cunku onlar suda bogulacaklardir» diye Allah tarafÙndan vahyolundu.
Bekir Sadak
Nuh'a, senin kavminden imân edenlerden başkası, şüphen olmasın ki (sana) inanmıyacaktır. Artık onların işleyegeldiklerinden dolayı üzülüp tasalanma.
Celal Yıldırım
(36-37) Nuh'a, 'Senin milletinden, inanmış olanlardan başkası inanmayacaktır; onların yapageldiklerine üzülme; nezaretimiz altında, sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap. Haksızlık yapanlar için Bana baş vurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır' diye Allah tarafından vahyolundu.
Diyanet İşleri (eski)
Nuh'a vahyolundu ki: Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak. Öyle ise onların işlemekte olduklarından (günahlardan) dolayı üzülme.
Diyanet Vakfi
Nuh'a vahyedildi: 'Şu ana kadar inanmış olanların dışında artık halkından hiç kimse inanmıyacaktır. Onların tavırları seni üzmesin.'
Edip Yüksel
Bir de Nuha vahyolunmuştu ki haberin olsun kavminden iyman etmiş olanlardan maada hiç biri iyman etmiyecek, onun için her ne yaparlarsa gam yeme de
Elmalılı Hamdi Yazır
Bir de Nuh'a vahyolunmuştu ki: «Haberin olsun, kavminden iman etmiş olanların dışında hiçbiri iman etmeyecektir; onun için her ne yaparlarsa gam yeme!
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Ayrıca Nuh'a şöyle vahyettik: «Bil ki kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir. Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Nuh'a vahiy yolu ile bildirildi ki; «Daha önce inananlar dışında soydaşlarından başka inanan olmayacaktır. Onların yaptıklarından dolayı üzülme.»
Seyyid Kutub
Nuh'a vahyedildi: "Gerçekten inananların dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme."
Gültekin Onan
Nuha şu hakıykat vahy olundu: «Kavminden gerçek îman etmiş olanlardan başkası asla îman etmeyecekdir. O halde (bîhûde üzülüb de) işleyegeldikleri şeylerden (tecâvüzlerden) dolayı tasalanma».
Hasan Basri Çantay
Nûh’a da şübhesiz şöyle vahyolundu: 'Kavminden, gerçekten îmân etmiş olanlardan başka kimse aslâ îmân etmeyecek; öyle ise onların yapmakta olduklarından dolayı üzülme!'
Hayrat Neşriyat
Nuh'a vahyolundu ki: Senin kavminden iman edenlerden başkası asla inanmayacaktır. Bunun için onların işlediklerine üzülme.
İbni Kesir
Ve Nuh'a: "Senin kavminden, şimdiye kadar inanmış olanların dışında kimse inanmayacak" diye vahyettik, "Bu yüzden, onların yapabilecekleri şeylerden ötürü sakın tasalanma,
Muhammed Esed
Ve Nûh'a vahyolundu ki, «Muhakkak kavminden imân etmeyecektir, ancak cidden imân etmiş olanlar müstesna. Artık yapar oldukları şey ile mahzun olma.»
Ömer Nasuhi Bilmen
Nuh'a vahyolundu ki: “Kavminden, iman etmiş olanlardan başkası aslâ imana gelmeyecektir. O halde onların yaptıklarından dolayı tasalanma. ”
Ömer Öngüt
Nuh’a: “Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kavminden kimse inanmayacak. O halde, onların yaptıklarına üzülme.” diye vahyedildi.
Şaban Piriş
(36-37) Nuh’a şöyle vahyolundu ki: "Artık halkından, daha önce iman etmiş olanlar dışında, hiç kimse iman etmeyecek. Öyleyse o kâfirlerin yaptıklarından dolayı kederlenme de, Bizim gözetimimiz altında ve vahyimiz doğrultusunda, gemiyi yap ve o zalimler lehinde Ben’den hiçbir ricada bulunma. Çünkü onlar suda boğulacaklardır."
Suat Yıldırım
Nûh'a vahyolundu ki: "Kavminden, inanmış olanlardan başka kimse inanmayacak, onların yaptıklarından dolayı üzülme!"
Süleyman Ateş
Nuh'a vahyedildi: «Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme.»
Tefhim-ul Kuran
Derken Nuh'a 'Şimdiye kadar iman edenlerden başka, kavminden sana iman eden olmayacak,' diye vahyolundu. 'Artık onların yaptıkları için tasalanma.
Ümit Şimşek
Nûh'a şöyle vahyolundu: "Toplumundan, daha önce inanmış olanlar dışında hiç kimse iman etmeyecektir. Artık onların yaptıkları yüzünden tasalanıp durma."
Yaşar Nuri Öztürk
Ve Nuh'a “Senin kavminden şimdiye kadar inanmış olanların dışında kimse inanmayacak” diye vahyettik. Bu yüzden onların yapageldikleri şeylerden dolayı sakın tasalanma.
Abdullah Parlıyan
Nûh'a, “Senin toplumundan inanmış olanların dışında başka kimse inanmayacaktır. Onların yaptıklarına üzülme!”
Bayraktar Bayraklı
Nuh'a vahyolundu ki: “Kavminden (şimdiye kadar sana) iman etmiş kimselerden başkası, (artık asla sana) inanmayacak. O halde sen, onların yaptıklarından dolayı üzülme!” (dedik).
Cemal Külünkoğlu
Nuh'a, “Senin kavminden, gerçekten iman etmiş olanlardan başkası artık iman etmeyecektir; o halde yaptıkları şeylerden dolayı üzülme” diye vahyolundu.
Kadri Çelik
Derken, Nuh’a (tarafımızdan) şöyle vahyolundu: “Belli ki, halkından şu ana kadar iman edenler dışında artık daha fazla inanan olmayacak. Şu halde, ortaya koydukları davranışlardan, tepkilerinden, yapageldikleri kötülüklerden dolayı üzülme.
Ali Ünal
Nuh’a vahyedildi: “Kavminden daha evvel iman etmiş olanlardan başkası asla iman etmeyecektir. O halde işlediklerine tasalanma.”
Harun Yıldırım
Derken Nuh'a şöyle vahyettik: "Şu kesin ki, daha önce inanmış olanlar dışında bundan böyle toplumundan kimse bana inanmayacak: Artık, onların yapa geldikleri şeylerden dolayı sakın üzüleyim deme!
Mustafa İslamoğlu
Ve nuh’a şöyle vahyolundu: “Gerçek şu ki, kavminden iman etmiş olanlardan başkalarının inanmasını beklemeden, onların yapıyor olduklarından dolayı üzülmeden,
Sadık Türkmen
Nuh'a “Şu ana kadar inananlardan başka, kavminden hiçbir kimse sana inanmayacak. Onların yaptıklarına sakın ola ki üzülme” diye vahy olundu.
İlyas Yorulmaz
Ve Nuh’a: “Senin kavminden âmenû olmuş olanlar hariç, onlar asla mü’min olmayacak.” (diye) vahyedildi. Artık onların yapmış olduğu şeylerden dolayı sen, yeise kapılma.
İmam İskender Ali Mihr