Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. İçinde Hz. İbrahim'den ve ailesinden söz edildiği için bu adı almıştır.


أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَأُ الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَالَّذِينَ مِن بَعْدِهِمْ لاَ يَعْلَمُهُمْ إِلاَّ اللّهُ جَاءتْهُمْ رُسُلُهُم بِالْبَيِّنَاتِ فَرَدُّواْ أَيْدِيَهُمْ فِي أَفْوَاهِهِمْ وَقَالُواْ إِنَّا كَفَرْنَا بِمَا أُرْسِلْتُم بِهِ وَإِنَّا لَفِي شَكٍّ مِّمَّا تَدْعُونَنَا إِلَيْهِ مُرِيبٍ ﴿٩﴾


İBRÂHÎM SURESİ 9. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

e lem ye'ti-kum nebeu ellezîne min kabli-kum kavmi nûhın ve âdin ve semûde ve ellezîne min ba'di-him lâ ya'lemu-hum illâ allâhu câet-hum rusulu-hum bi el beyyinâti fe reddû eydiye-hum fî efvâhi-him ve kâlû innâ kefernâ bi mâ ursiltum bi-hi ve innâ le fî şekkin mimmâ (min mâ) ted'ûne-nâ ileyhi murîbin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
e lem ye'ti-kum size gelmedi mi?
nebeu ellezîne o kimselerin haberi
min kabli-kum sizden önce
kavmi nûhın Nuh'un kavmi
ve âdin ve Ad kavmi
ve semûde ve Semud kavmi
ve ellezîne ve o kimseler
min ba'di-him onlardan sonra
lâ ya'lemu-hum onları bilmez
illâ allâhu Allah'tan başkası
câet-hum onlara geldi
rusulu-hum onların resûlleri
bi el beyyinâti beyyinelerle (delillerle)
fe reddû döndürdüler, götürdüler
eydiye-hum ellerini
fî efvâhi-him ağızlarına
ve kâlû ve dediler
innâ muhakkak biz
kefernâ inkâr ettik
bi mâ ursiltum gönderildiğiniz şeyi
bi-hi onunla
ve innâ ve muhakkak biz
le fî şekkin mutlaka şüphe içinde
mimmâ (min mâ) şeyden
ted'ûne-nâ bizi davet ediyorsun
ileyhi ona
murîbin tatmin etmeyen, şüpheli olan, tereddüt edilen

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad kavminin ve Semud kavminin ve onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Onları, Allah’tan başkası bilemez. Onların resûlleri, onlara beyyinelerle (delillerle) geldiler. Fakat onlar, ellerini ağızlarına götürdüler (öfkelendiler). Ve şöyle dediler: “Gerçekten biz onunla gönderildiğiniz şeyi inkâr ettik. Ve muhakkak ki; biz, bizi kendisine (ona) davet ettiğiniz şeye karşı tereddüt ediyoruz, şüphe içindeyiz.”

İBRÂHÎM SURESİ 9. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Sizden önceki Nûh, Âd, ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin –ki onları Allah’tan başkası bilmez- haberi size gelmedi mi? Onlara peygamberleri mucizeler getirdiler de onlar (öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini ağızlarına götürüp, “Biz sizinle gönderileni inkâr ediyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de derin bir şüphe içindeyiz” dediler.

Diyanet İşleri

Sizden önce gelip geçen Nûh, Âd ve Semûd kavimleriyle onlardan sonra gelip geçen ve ancak Allah'ın bildiği kavimlere âit olan haberler gelmedi mi size? Onlara peygamberleri, apaçık delillerle gelmişti de onlar, elleriyle peygamberlerinin ağızlarını örtmüşler ve biz demişlerdi, sizinle gönderilenleri inkâr ediyoruz ve gerçekten de bizi dâvet ettiğiniz şeyler hakkında şüphe ve tereddüt içindeyiz.

Abdulbaki Gölpınarlı

Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin ağızlarına bastılar ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz.

Adem Uğur

Sizden öncekilerin, Nuh halkının, Ad'ın, Semud'un ve onlardan sonrakilerin haberleri gelmedi mi size? (Ki) onları Allâh'tan başkası bilmez! Onlara Rasûlleri delillerle gelmişti de; onlar ellerini ağızlarına götürüp (Arap âdetinde bir fikri ret jesti) şöyle dediler: "Doğrusu biz kendisiyle irsâl olunduğunuzu inkâr ediyoruz; gerçekten bizi kendisine davet ettiğine karşı, endişe verici bir kuşku içindeyiz. "

Ahmed Hulusi

Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve kimliklerini yalnızca Allah’ın bildiği onlardan sonraki kavimlerin cezalandırılma haberleri sana gelmedi mi? Rasulleri, deliller ve mucizelerle hak dine davet için geldi de, onlar kendilerine uzatılan rahmet ve lütuf ellerini lafa boğarak geri çevirdiler:
'Biz, sizin özgürce tebliğ ile görevlendirildiğiniz dini kabul etmiyoruz. Bizi davet ettiğiniz şeye karşı sû-i zannımızın beslediği şüpheler içindeyiz.' dediler.

Ahmet Tekin

Size, sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad'ın, Semud'un ve onlardan sonrakilerin -ki onları Allah'tan başkası bilmez- haberi gelmedi mi? Peygamberleri onlara apaçık belgelerle geldiler de onlar ellerini ağızlarına götürüp şöyle dediler: 'Biz sizinle gönderileni inkar ettik ve doğrusu sizin bizi kendisine çağırdığın şeyden kuşkulu bir şüphe içindeyiz.'

Ahmet Varol

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."

Ali Bulaç

Size, sizden önce gelip geçen Nûh kavminin, Âd kavminin, Semûd kavminin ve onlaradan sonra da tafsilâtını ancak Allah’ın bildiği kavimlerin haberleri gelmedi mi? Onlara, Peygamberleri mûcizelerle gelmişlerdi de ellerini (hayretlerinden kendi ağızlarına veya konuşturmamak için Peygamberlerin) ağızlarına itip şöyle demişlerdi: “- Biz, sizinle gönderilen şeyi tanımıyoruz, ona inanmıyoruz ve bizi davet ettiğiniz şeyden, kuşku veren bir şüphe içindeyiz.”

Ali Fikri Yavuz

Sizden once gecen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri ki onlari Allah'tan baskasi bilmez size ulasmadi mi? Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat ellerini agizlarina goturup: «Biz sizinle gonderilene inanmiyoruz. Bizi cagirdiginiz seyden de suphe ve endise icindeyiz» dediler.

Bekir Sadak

Sizden önce gelip geçen Nûh, Âd, Semûd'un ve onlardan sonra gelip (ismini, sayısını, kıssalarını) Allah' tan başkasının bilmediği kavimlerin (ve milletlerin) haberleri size gelmedi mi ? Peygamberleri onlara açık belgelerle, mu'cizelerle geldiler; onlar ise (peygamberleri konuşturmamak için) ellerini (onların) ağızlarına doğru uzatıp, «doğrusu biz sizinle gönderilen şeyleri inkâr ediyoruz; bizi davet ettiğiniz şeyden de iyice şüphe içindeyiz!» dediler.

Celal Yıldırım

Sizden önce gecen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri ki onları Allah'tan başkası bilmez size ulaşmadı mı? Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat ellerini ağızlarına götürüp: 'Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz' dediler.

Diyanet İşleri (eski)

Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin ağızlarına bastılar ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz.

Diyanet Vakfi

Sizden öncekilerin, Nuh, Aad ve Semud halkının ve onlardan sonra gelip de sadece ALLAH'ın bildiği kimselerin haberleri size ulaşmadı mı? Elçileri onlara apaçık delillerle gittiler, fakat onları küçümsediler ve 'Biz getirdiğiniz şeyi inkar ediyoruz ve bizi çağırdığınız mesaj hakkında kuşkumuz ve şüphemiz var,' dediler.

Edip Yüksel

Size önünüzden geçenlerin haberleri gelmedi mi? Kavmi Nuhun, Âdın ve Semudun ve daha onlardan sonrakilerin ki tafsıllerini ancak Allah bilir, onlara resulleri beyyinelerle geldiler de ellerini ağızlarına ittiler ve biz dediler: sizin gönderildiğiniz şey'i tanımıyoruz ve biz, sizin bizi da'vet ettiğiniz şeyden bir şekk içindeyiz

Elmalılı Hamdi Yazır

Size, sizden önce gelip geçenlerin haberleri gelmedi mi? Nuh, Ad ve Semud kavminin ve onlardan sonrakilerin ki, ayrıntılarını ancak Allah bilir! Onlara peygamberleri açık delillerle geldiler de onlar, ellerini ağızlarına ittiler ve: «Biz, sizinle gönderilen şeyi tanımıyoruz ve biz, bizi davet ettiğiniz şeyden kuşkulu bir şüphe içindeyiz.» dediler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Sizden öncekilerin; Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları, Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara mucizeler getirdi de onlar ellerini ağızlarına koydular ve dediler ki: «Biz sizinle gönderileni inkâr ettik ve bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz.»

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Daha önce yaşamış Nuh, Ad, Semud kavimlerine, ayrıca bunlardan sonra gelen ve haklarında Allah'dan başka hiç kimsenin bir şey bilmediği toplumlara ilişkin bilgi size ulaşmadı mı? Peygamberleri, bu toplumlara açık belgeler ile geldiler. Fakat onlar (sesleri yankılanarak gürleşsin diye) ellerini ağızlarına tutarak sizin bize getirdiğiniz mesajı reddediyoruz, bizi benimsemeye çağırdığınız ilkeler konusunda koyu bir kuşku içindeyiz» dediler.

Seyyid Kutub

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Tanrı'dan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeylere küfrettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."

Gültekin Onan

Sizden evvelkilerin, Nur, Âd ve Semud kavmlerinin ve onlardan sonra (gelib sayılarını) Allahdan başkasının bilmediği (kavmlerin) haberi size gelmedi mi? Peygamberleri onlara apaçık bürhanlar getirmişdi de onlar ellerini ağızlarına itib: «Biz size gönderileni inkâr etdik ve biz sizin da'vet eder olduğunuz (dîn) den kat'î ve kocundurucu bir şek ve şübhe içindeyiz» demişlerdi.

Hasan Basri Çantay

Sizden öncekilerin, Nûh, Âd ve Semûd kavminin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Ki onları(n gerçek mâhiyetini) ancak Allah bilir. Peygamberleri onlara apaçık delillerle geldi de (onlar) ellerini (peygamberlerin) ağızlarına götürüp (onların teblîğine dahi karşı çıkarak): 'Doğrusu biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve gerçekten biz, bizi kendisine da'vet etmekte olduğunuz şeyden kuşku veren kesin bir şübhe içindeyiz' dediler.

Hayrat Neşriyat

Sizden önce geçenlerin Nuh, Ad, Semud kavimlerinin ve onlardan sonra Allah'tan başka kimsenin bilmediği kavimlerin haberi size gelmedi mi? Peygamberleri onlara ayetlerle geldiler de onlar, ellerini ağızlarına koyup: Biz, sizin gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar ettik, bizi çağırdığınız şeyden şüphe ve endişe içindeyiz, dediler.

İbni Kesir

Sizden önce gelip geçen (inkarcı toplum)ların başına gelenlerden hiç haberiniz olmadı mı; Nuh kavminin, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen daha nicelerinin? Onlar(ın başına gelenleri) Allah'tan başka kimse bilmez. Onlara da kendileri için görevlendirilmiş olan elçiler, hakkı bütün açıklığıyla gösteren delillerle gelmişlerdi; fakat onlar, ellerini şaşkınlıkla ağızlarına götürüp "Biz, sizinle gönderildiğini iddia ettiğiniz mesajın hak olduğuna inanmıyoruz" dediler, "ve doğrusu bizi çağırdığınız şey(in mahiyetin)den yana ciddi bir şüphe ve şaşkınlık içindeyiz".

Muhammed Esed

Size sizden evvelkilerin, Nûh, Âd ve Semûd kavminin ve onlardan sonrakilerin (ki onları Allah'tan başkası bilmez) haberleri gelmedi mi? Onlara peygamberleri mûcizelerle gelmişlerdi. Onlar ellerini ağızlarına itmişler ve demişlerdi ki: «Biz kendisiyle gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar ettik ve biz kendisine bizi dâvet ettiğiniz şey hakkında şüphe yok ki, kuşkulandırıcı bir şey içindeyiz.

Ömer Nasuhi Bilmen

Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara apaçık deliller (mucizeler) getirmişlerdi de, ellerini ağızlarına koydular. “Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi dâvet ettiğiniz şeyden de kuşkulu bir şüphe içindeyiz. ” dediler.

Ömer Öngüt

Sizden önce geçen Nuh, Ad, Semûd halklarının ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size ulaşmadı mı? -ki onları Allah’tan başkası bilmez-. Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat elleriyle ağızlarını kapatıp: -Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz, dediler.

Şaban Piriş

Sizden önce gelip geçmiş ümmetlerin, Nuh, Âd ve Semûd halklarının ve onlardan sonra gelip de Allah’tan başkasının tamtamına bilemeyeceği halkların başlarından geçen olaylardan haberdar olmadınız mı? Elçileri kendilerine delil ve mûcizeler getirdiler de onlar ellerini ağızlarına götürüp: "Biz, dediler, sizinle gönderilen talimatları kabul etmiyoruz. Çünkü biz, bize yaptığınız dâvetin mahiyetinden derin bir kuşku içindeyiz."

Suat Yıldırım

Sizden öncekilerin: Nûh, 'Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin -ki onları(n sayısını) Allah'tan başka kimse bilmez- haberi size gelmedi mi? Elçileri onlara kanıtlar getirdi de onlar, ellerini ağızlarına koydu (öfkelerinden parmaklarını ısırdı)lar (yahut: peygamberlerin ağızlarını tuttular): "Biz sizinle gönderilen mesajı tanımadık ve biz sizin bizi çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz!" dediler.

Süleyman Ateş

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: «Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine çağırmakta olduğunuz şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz.»

Tefhim-ul Kuran

Sizden önce geçen Nuh kavminin, Âd ve Semud'un ve daha sonra gelenlerin-ki bunların hepsini birden ancak Allah bilir-haberi size ulaşmadı mı? Peygamberleri onlara apaçık deliller getirmiş, onlar ise öfkelerinden ellerini dişleyerek 'Sizinle gönderileni biz inkâr ediyoruz; bizi davet ettiğiniz şey hakkında da derin bir kuşku içindeyiz' demişlerdi.

Ümit Şimşek

Sizden öncekilerin, Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un ve onlardan sonrakilerin haberleri ulaşmadı mı size? Allah'tan başkası bilmez onları. Peygamberleri onlara açık deliller getirmişti de onlar ellerini ağızlarına itip şöyle demişlerdi: "Biz size gönderileni kesinlikle tanımıyoruz ve biz sizin çağırdığınız şey konusunda karmaşa ve çıkmaza iten bir kuşku içindeyiz."

Yaşar Nuri Öztürk

Sizden önce gelip geçen inkârcı toplumların başına gelenlerden, hiç haberiniz olmadı mı? Nuh kavminin, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen daha nicelerinin! Onların başına gelenleri, Allah'tan başka kimse bilmez. Peygamberleri onlara apaçık belgelerle geldiler, onlar ise peygamberleri konuşturmamak için, ellerini onların ağızlarına doğru uzatıp, kapatmaya çalışmışlar ve: “Doğrusu biz, sizinle gönderilen şeyleri inkâr ediyoruz ve bizi davet ettiğin şeyden de, iyice şüphe içindeyiz” dediler.

Abdullah Parlıyan

Sizden öncekilerin, Nûh, ‘Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilemez. Peygamberleri onlara mucizeler getirdi de onlar, ellerini/güçlerini kullanarak peygamberlerin ifade özgürlüğünü engellediler ve dediler ki: “Biz, size gönderileni inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz.”

Bayraktar Bayraklı

Daha önce yaşamış Nuh, Ad ve Semud kavimlerine, ayrıca bunlardan sonra gelen ve haklarında Allah'tan başka hiç kimsenin bir şey bilmediği toplumlara ilişkin bilgi size ulaşmadı mı? Peygamberleri, bu toplumlara açık belgeler ile geldiler. Fakat onlar ellerini ağızlarına götürüp: “Biz, sizinle gönderilen talimatları kesinlikle kabul etmiyoruz. Çünkü bize yaptığınız davetin mahiyetinden derin bir kuşku içindeyiz” dediler.

Cemal Külünkoğlu

Sizden önceki Nuh, Ad ve Semud kavmi ile Allah'tan başkasının bilemeyeceği onlardan sonrakilerin haberi size gelmedi mi? Peygamberleri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de (alay edercesine) ellerini ağızlarına götürmüş ve “Şüphesiz biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine çağırmakta olduğunuz şeyden, gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz” demişlerdi

Kadri Çelik

Sizden önce gelmiş geçmiş toplulukların, Nuh kavminin, Âd ve Semûd’un ibret dolu tarihleri size anlatılmadı mı? Ve onlardan sonra gelen toplulukların da? (Tarihin derinliklerinde kalmış) bu toplulukları, (bütün özellikleri ve tarihleriyle) ancak Allah bilir. Kendilerine gönderilen rasûller, onlara apaçık gerçekler ve delillerle gelmişlerdi. Fakat onlar, (bu gerçekler ve deliller karşısında söyleyecek söz bulamamanın şaşkınlığı içinde, fakat alay ve öfke ile) ellerini ağızlarına götürüp, “Biz” dediler, “sizinle gönderilen bu şeyleri ret ve inkâr ediyoruz. Gerçekten biz, bizi kabul etmeye çağırdığınız bu şeyler hakkında çok derin bir kuşku içindeyiz.”

Ali Ünal

Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin ağızlarına bastılar ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz.

Harun Yıldırım

Sizden öncekilerin haberi size gelmedi mi? Nuh, Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin (uğradıkları felaketin gerçek mahiyetini) Allah'tan başka kimse bilmez. Elçileri onlara hakikatin apaçık delilleriyle gelmiş, onlar ise nimeti teperek (sözlerini) ağızlarına tıkmışlar ve "Şunu aklınıza koyun ki biz sizinle gönderilenleri reddediyoruz; zira biz, davet ettiğiniz şeye dair şüphe içindeyiz" demişlerdi; mütereddit bir halde...

Mustafa İslamoğlu

Size, sizden önceki kimselerin haberleri gelmedi mi? Nuh, Âd ve Semud kavminin ve onların ardından gelenlerin! Onları ancak Allah bilir. Elçileri onlara apaçık kanıtlar getirmişlerdi; ama onlar elleri ile o elçilerin ağızlarını kapattılar ve dediler ki: “Gerçekten biz, ona gönderilen o şeyi inkâr ettik, bizi kendisine çağırdığınız şeyden, kuşkulu bir şüphe içindeyiz.”

Sadık Türkmen

Sizden önce yaşamış Nuh, Ad, Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları yalnızca Allah biliyor. Elçileri onlara açıklayıcı delillerle geldiklerinde, ellerini ağızlarına götürerek “Sizinle beraber gönderilenleri kabul etmiyoruz ve bizi davet ettiğiniz şeyler hakkında da şüphe ve tereddüt içindeyiz” demişlerdi.

İlyas Yorulmaz

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad kavminin ve Semud kavminin ve onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Onları, Allah’tan başkası bilemez. Onların resûlleri, onlara beyyinelerle (delillerle) geldiler. Fakat onlar, ellerini ağızlarına götürdüler (öfkelendiler). Ve şöyle dediler: “Gerçekten biz onunla gönderildiğiniz şeyi inkâr ettik. Ve muhakkak ki; biz, bizi kendisine (ona) davet ettiğiniz şeye karşı tereddüt ediyoruz, şüphe içindeyiz.”

İmam İskender Ali Mihr