Mekke döneminde inmiştir. 6 âyettir. “Kâfirûn”, inkârcılar demektir.


وَلَا أَنَا عَابِدٌ مَّا عَبَدتُّمْ ﴿٤﴾


KÂFİRÛN SURESİ 4. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lâ ene âbidun mâ abedtum
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lâ ene ve ben değilim
âbidun kul olan, tapan
mâ abedtum sizin kul olduğunuz, sizin taptığınız şeyler

Ve ben de sizin taptığınız şeylere (kul olacak) tapacak değilim.

KÂFİRÛN SURESİ 4. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

“Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim.”

Diyanet İşleri

Ve ne ben taparım sizin taptıklarınıza.

Abdulbaki Gölpınarlı

Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.

Adem Uğur

"Sizin tapındıklarınıza ben abid (ibadet eden kul) değilim. "

Ahmed Hulusi

'Ben sizin, düşüncesizce şirk üzerine kurulu kulluğunuza benzer kulluk etmeyeceğim, bağlandığınız düzeni benimsemeyeceğim.'

Ahmet Tekin

Ben sizin taptıklarınıza tapacak da değilim.

Ahmet Varol

"Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim."

Ali Bulaç

Zaten ben, sizin tapmış olduklarınıza tapan değilim.

Ali Fikri Yavuz

«Ben de sizin taptiginiza tapacak degilim.»

Bekir Sadak

Ben de (elbette) sizin taptığınıza tapıcı değilim.

Celal Yıldırım

'Ben de sizin taptığınıza tapacak değilim.'

Diyanet İşleri (eski)

Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.

Diyanet Vakfi

'Ben asla sizin taptığınıza tapacak değilim.'

Edip Yüksel

Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza

Elmalılı Hamdi Yazır

Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim.

Seyyid Kutub

Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim."

Gültekin Onan

«Ben (zâten) sizin tapdıklarınıza (hiçbir zaman) tapmış değilim».

Hasan Basri Çantay

'Ben de (sizin) taptıklarınıza ibâdet edici değilim!'

Hayrat Neşriyat

Ben de sizin taptıklarınıza, tapacak değilim.

İbni Kesir

Ve ben tapmayacağım (asla) sizin tapıp durduğunuza,

Muhammed Esed

«Ve ben sizin taptığınıza tapıcı değilim.»

Ömer Nasuhi Bilmen

Ben de sizin taptığınıza aslâ tapacak değilim.

Ömer Öngüt

Ben sizin kulluk ettiğinize kulluk edecek değilim.

Şaban Piriş

Ben sizin ibadet ettiklerinize asla ibadet edecek değilim.

Suat Yıldırım

Ben asla sizin yapmakta olduğunuz ibâdeti yapıcı değilim.

Süleyman Ateş

«Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.»

Tefhim-ul Kuran

Sizin tapmış olduklarınıza da ben hiçbir zaman tapmam.

Ümit Şimşek

Kul değilim sizin taptığınıza,

Yaşar Nuri Öztürk

Hem ben sizin şimdiye kadar taptığınız ve şimdi de ibadet edip durduğunuz şeylere asla tapmamışım, tapmam ve tapacak da değilim.

Abdullah Parlıyan

(1-5) De ki: Ey kâfirler! Sizin taptıklarınıza ben tapmam. Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz. Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. [816] [817]

Bayraktar Bayraklı

(4-5) “Ben sizin kulluk ettiklerinize asla kulluk edecek değilim. Siz de (zaten) benim kulluk ettiğime kulluk edenlerden değilsiniz.

Cemal Külünkoğlu

“Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.”

Kadri Çelik

“Ben de sizin taptıklarınıza ibadet eden değilim, edecek de değilim.

Ali Ünal

“Ve ben ibadet ettiklerinize ibadet edecek değilim.”

Harun Yıldırım

Zaten ben asla kulluk etmedim sizin geçmişte kul olduklarınıza,

Mustafa İslamoğlu

Ben asla kul olacak değilim, sizin kul olduklarınıza.

Sadık Türkmen

“Bende sizin kulluk ettiklerinize kulluk edici değilim. ”

İlyas Yorulmaz

Ve ben de sizin taptığınız şeylere (kul olacak) tapacak değilim.

İmam İskender Ali Mihr