KALEM SURESİ 30. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 52 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Kalem” kelimesinden almıştır. “Nûn” sûresi diye de anılır.
فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ يَتَلَاوَمُونَ ﴿٣٠﴾
KALEM SURESİ 30. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | bunun üzerine |
akbele | birbirlerine mukabele ettiler, karşılık verdiler |
ba'du-hum alâ ba'din | birbirlerine |
yetelâvemûne | karşılıklı levmediyorlar, kınıyorlar |
Bunun üzerine birbirlerine, kınayarak karşılık verdiler.
KALEM SURESİ 30. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.
Diyanet İşleri
Birbirlerine dönerek birbirlerini kınamaya başladılar.
Abdulbaki Gölpınarlı
Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.
Adem Uğur
Ardından birbirlerine dönüp birbirlerini suçlamaya başladılar!
Ahmed Hulusi
Suçu, kabahati birbirlerinin üstüne atmaya, birbirlerini kınamaya başladılar.
Ahmet Tekin
Bu kez birbirlerine dönüp birbirlerini kınamaya başladılar.
Ahmet Varol
Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar.
Ali Bulaç
Sonra da döndüler, birbirlerine kabahat yüklemeye başladılar:
Ali Fikri Yavuz
Birbirlerini yermeye basladilar.
Bekir Sadak
Sonra birbirlerine dönüp kendilerini kınamaya başladılar.
Celal Yıldırım
Birbirlerini yermeye başladılar.
Diyanet İşleri (eski)
Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.
Diyanet Vakfi
Ve hemen birbirlerini suçlamaya başladılar.
Edip Yüksel
Sonra döndüler kendilerine levm ediyorlardı
Elmalılı Hamdi Yazır
Sonra döndüler, kendilerini kınıyorlardı:
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Ardından suçu birbirlerine yüklemeye başladılar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.
Seyyid Kutub
Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar.
Gültekin Onan
Şimdi kabahati birbirlerine yüklemiye başladı (lar).
Hasan Basri Çantay
Sonra bazıları bazılarına dönüp birbirlerini kınamaya başladılar.
Hayrat Neşriyat
Şimdi birbirlerini yermeye başladılar.
İbni Kesir
ve sonra dönüp birbirlerini suçlamaya başladılar.
Muhammed Esed
(29-30) Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Seni tesbih (tenzih) ederiz, muhakkak ki, biz zalim kimseler olduk.» Artık birbirlerine dönerek birbirlerini levme başladılar.
Ömer Nasuhi Bilmen
Dönüp kabahati birbirine yüklemeye başladılar.
Ömer Öngüt
Başladılar birbirlerini kınamaya..
Şaban Piriş
(29-30) Bunun üzerine "Sübhansın ya Rabbenâ, her türlü noksandan uzaksın! Doğrusu biz kendimize zulmetmişiz!" deyip, birbirlerini kınamaya başladılar.
Suat Yıldırım
Dönüp birbirlerini kınamağa başladılar:
Süleyman Ateş
Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamağa başladılar:
Tefhim-ul Kuran
Dönüp birbirlerini suçladılar.
Ümit Şimşek
Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.
Yaşar Nuri Öztürk
Sonra dönüp birbirlerini kınamaya başladılar.
Abdullah Parlıyan
(29-32) Onlar, “Ey Rabbimiz! Seni noksan sıfatlardan uzak tutarız. Gerçekten biz, kendimize yazık ettik” dediler. Birbirlerini suçlamaya başladılar. Sonra şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize, biz azgın kimseleriz. Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir. Biz de ümitle O'na yöneleceğiz.”
Bayraktar Bayraklı
Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar.
Cemal Külünkoğlu
Ardından birbirine yönelerek kendilerini kınamaya başladılar.
Kadri Çelik
Karşılıklı kendilerini ve birbirlerini kınamaya durdular.
Ali Ünal
Ardından birbirlerini kınamaya başladılar;
Harun Yıldırım
Ardından birbirlerine yönelerek, karşılıklı özeleştiri yaptılar.
Mustafa İslamoğlu
Birbirlerini kınayarak döndüler.
Sadık Türkmen
Onların bir kısmı, bir kısmını kınayarak karşılık verdi.
İlyas Yorulmaz
Bunun üzerine birbirlerine, kınayarak karşılık verdiler.
İmam İskender Ali Mihr