KASAS SURESİ 47. Ayeti Muhammed Esed Meali
Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Kasas” kelimesinden almıştır. Kasas, kıssalar anlamında olup Kur’an’da geçen kıssa ve olaylar için kullanılır.
وَلَوْلَا أَن تُصِيبَهُم مُّصِيبَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ فَيَقُولُوا رَبَّنَا لَوْلَا أَرْسَلْتَ إِلَيْنَا رَسُولًا فَنَتَّبِعَ آيَاتِكَ وَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ ﴿٤٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve lev lâ
en tusîbe-hum
musîbetun
bimâ kaddemet
eydî-him
fe
yekûlû
rabbe-nâ
lev lâ
erselte
ileynâ
resûlen
fe
nettebia
âyâti-ke
ve nekûne
min el mu'minîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lev lâ | ve olmasa |
en tusîbe-hum | onlara isabet etmesi |
musîbetun | musîbet |
bimâ kaddemet | takdim ettikleri şey, yaptıkları şey |
eydî-him | onların elleri, elleriyle |
fe | artık, o zaman, ve de |
yekûlû | söylerler, derler, diyecekler |
rabbe-nâ | bizim Rabbimiz, Rabbimiz |
lev lâ | olmasa |
erselte | sen gönderdin |
ileynâ | bize |
resûlen | resûl, elçi |
fe | artık, böylece |
nettebia | biz uyarız, tâbî oluruz |
âyâti-ke | senin âyetlerin |
ve nekûne | ve biz oluruz |
min el mu'minîne | mü'minlerden |
Ve eğer elleriyle takdim ettikleri (yaptıkları) sebebiyle onlara bir musîbet isabet ederse: "Rabbimiz keşke bize bir resûl gönderseydin böylece biz, Senin âyetlerine tâbî olur ve mü’minlerden olurduk." diyecek olmasalardı (seni Nebî-Resûl olarak göndermezdik).
KASAS SURESİ 47. Ayeti Muhammed Esed Meali
Ve (ayrıca, Biz seni, Yargı Günü'nde) kendi elleriyle yapıp ettiklerinden ötürü başlarına bir musibet geldiği zaman: "Ey Rabbimiz, bize bir elçi göndermiş olsaydın senin mesajlarına uyar ve inanan kimselerden olurduk!" demesinler diye (gönderdik).
Muhammed Esed