Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Kasas” kelimesinden almıştır. Kasas, kıssalar anlamında olup Kur’an’da geçen kıssa ve olaylar için kullanılır.


وَقَالَتِ امْرَأَتُ فِرْعَوْنَ قُرَّتُ عَيْنٍ لِّي وَلَكَ لَا تَقْتُلُوهُ عَسَى أَن يَنفَعَنَا أَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَدًا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ ﴿٩﴾


KASAS SURESİ 9. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kâletimraetu (kâlet imraetu) fir'avne kurratu aynın ve leke lâ taktulû-hu asâ en yenfea-nâ ev nettehıze-hu veleden ve hum lâ yeş'urûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kâletimraetu (kâlet imraetu) ve hanımı dedi
fir'avne firavun
kurratu aynın (sevinç) göz aydınlığı
bana
ve leke ve sana
lâ taktulû-hu onu öldürmeyin
asâ umulur ki, belki
en yenfea-nâ bize faydası olur
ev veya
nettehıze-hu onu ediniriz
veleden evlât
ve hum ve onlar
lâ yeş'urûne farkında değiller

Ve hanımı firavuna şöyle dedi: "Bana ve sana göz aydın olsun, onu öldürmeyin belki bize faydası olur veya onu evlât ediniriz." Ve onlar, (gerçeğin) farkında değillerdi.

KASAS SURESİ 9. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Firavun’un karısı şöyle dedi: “Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz.” Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi.

Diyanet İşleri

Firavun'un karısı dedi ki: Senin de gözünü aydınlatır bu, benim de, öldürme bunu, umarım ki bize faydası dokunur, yahut da evlât ederiz onu kendimize ve onların, hiçbir şeyden haberleri yoktu.

Abdulbaki Gölpınarlı

Firavun'un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına:) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Halbuki onlar (işin sonunu) sezemiyorlardı.

Adem Uğur

Firavun'un karısı dedi ki: "Benim için de senin için de göz aydınlığıdır (bu çocuk). Onu öldürmeyin! Umulur ki bize faydalı olur yahut Onu evlat ediniriz". . . Onlar (işin) farkında değillerdi.

Ahmed Hulusi

Firavun’un karısı, sandığın içinden bir erkek çocuk çıkınca, kocasına:
'Benim de, senin de gözün aydın olsun. Mutluluk vesilesi geldi. Onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da, onu kendimize oğul ediniriz.' dedi. Halbuki onlar, Mûsâ’nın eliyle sonlarının getirileceğini düşünemiyorlar, sezemiyorlardı.

Ahmet Tekin

Firavun'un karısı dedi ki: 'Benim için de senin için de bir göz nuru! Onu öldürmeyin. Olur ki bize bir yararı olur veya onu evlat ediniriz.' Oysa onlar (işin) farkında değillerdi.

Ahmet Varol

Firavun'un karısı dedi ki: "Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz." Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.

Ali Bulaç

Firavun’un hanımı (çocuğu görünce kocasına) dedi ki: “-Göz bebeği, bana ve sana! Onu öldürmeyin, olur ki bize faydası dokunur, yahut kendisini çocuk ediniriz.” Onlar işin farkında değillerdi (helâklerinin bu çocuk yüzünden olacağını bilmiyorlardı).

Ali Fikri Yavuz

Firavun'un karisi: «Benim de senin de gozun aydin olsun! Onu oldurmeyiniz, belki bize faydali olur yahut onu ogul ediniriz» dedi. Aslinda isin farkinda degillerdi.

Bekir Sadak

Fir'avn'ın eşi, «bu bulunan çocuk benim için de, senin için de göz bebeği (veya gözümün aydınlığı) ! Sakın onu öldürmeyin ; umulur ki bize yararlı olur veya onu kendimize evlâd ediniriz» dedi. Kendileri (bunun altındaki sır ve hikmetten) habersiz idiler.

Celal Yıldırım

Firavun'un karısı: 'Benim de senin de gözün aydın olsun! Onu öldürmeyiniz, belki bize faydalı olur yahut onu oğul ediniriz' dedi. Aslında işin farkında değillerdi.

Diyanet İşleri (eski)

Firavun'un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına:) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Halbuki onlar (işin sonunu) sezemiyorlardı.

Diyanet Vakfi

Firavun'un karısı, 'Gözümüz aydın olsun. Onu öldürme. Belki bize yararı dokunur, yahut onu evlat ediniriz.' Hiç bir şeyden haberleri yoktu.

Edip Yüksel

Fir'avnin hatunu ise «bir göz bebeği: bana ve sana, bunu öldürmeyin, belki bize yarar, yâhud evlâd ediniriz» dedi ve onlar farkında değillerdi

Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun'un karısı: «Bana da sana da bir göz bebeği, bunu öldürmeyin, belki bize yarar, ya da evlat ediniriz.» dedi ve onlar farkında değillerdi.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Firavun'un karısı (sepetin içinden çocuk çıkınca kocasına), «İkimizin de gözü aydın! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlad ediniriz» dedi. Halbuki onlar işin sonunu sezemiyorlardı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Firavun'un karısı; «İkimizin de gözü aydın! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur ya da onu evlat ediniriz» dedi. Onu almakla hata ettiklerini bilmiyorlardı.

Seyyid Kutub

Firavunun karısı dedi ki: "Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur ve onu evlat ediniriz." Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.

Gültekin Onan

Fir'avnın karısı dedi ki: «Benim için de, senin için de bir göz bebeği! Onu öldürmeyin. Olur ki bize fâidesi dokunur, yahud onu bir evlâd ediniriz». Halbuki onlar (işin) farkında değillerdi!

Hasan Basri Çantay

Ve Fir'avun’un hanımı: '(Bu çocuk) benim için de, senin için de bir göz aydınlığı! Onu öldürmeyin! Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlâd ediniriz' dedi. Hâlbuki onlar(işin) farkında değillerdi.

Hayrat Neşriyat

Firavun'un karısı dedi ki: Benim de, senin de gözün aydın olsun. Onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur veya onu oğul ediniriz. Ve onlar, farkında değillerdi.

İbni Kesir

Ve Firavun'un karısı, (Firavun'a): "(Bu çocuk) hem benim hem de senin için neşe kaynağı (olabilir)!" dedi, "Onu öldürmeyin; belki bize faydası dokunur; yahut o'nu evlat edinebiliriz!" Ve (pek tabii, bunları konuşurken, olacak olanlardan) haberleri yoktu.

Muhammed Esed

Ve Fir'avun'un refikası dedi ki: «Benim için ve senin için bir göz aydınlığı. Bunu öldürmeyiniz. Umulur ki bize faideli olacaktır veya O'nu oğul ediniriz.» Onlar ise farkında olamıyorlardı.

Ömer Nasuhi Bilmen

Firavun'un karısı: “Benim için de, senin için de bir göz bebeği! Onu öldürmeyin. Olur ki bize faydası dokunur, yahut onu evlât ediniriz. ” dedi. Halbuki onlar işin farkında değillerdi.

Ömer Öngüt

Firavun’un Karısı: -Benim de senin de gözün aydın olsun. Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz, dedi. Oysa onlar işin farkında değillerdi.

Şaban Piriş

Firavun’un hanımı onu sandıktan çıkarınca, kocasına: "Bana da, sana da neşe kaynağı olacak sevimli bir çocuk! Öldürmeyin onu, olur ki bize fayda sağlar, bakarsın biz onu evlat da ediniriz" diyordu.(Kendileri açısından, yanlış bir iş yaptıklarının) farkında değillerdi.

Suat Yıldırım

Fir'avn'ın karısı (çocuğu sandıktan çıkarınca): "Bana da, sana da göz bebeği (olacak, çok sevimli bir çocuk). Onu öldürmeyin, belki bize yararı dokunur, ya da onu evlâd ediniriz." dedi. (Onu almakla hatâ ettiklerini) anlamıyorlardı.

Süleyman Ateş

Firavun'un karısı dedi ki: «Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz.» Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.

Tefhim-ul Kuran

Firavun'un hanımı 'Senin de, benim de gözümüz aydın!' dedi. 'Onu öldürme; bakarsın bize bir faydası dokunur, yahut onu evlât ediniriz.' Onlar o sırada hiçbir şeyin farkında değillerdi.

Ümit Şimşek

Firavun'un karısı şöyle dedi: "Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır bu. Öldürmeyin onu, bize yararı olabilir, yahut onu çocuk ediniriz." Onlar işin farkında olmuyorlardı.

Yaşar Nuri Öztürk

Ve Firavun'un karısı, sepette çıkan çocuğu görünce eşine: “Bu çocuk hem benim, hem de senin için neşe kaynağı olabilir” dedi. “O'nu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, yahut O'nu evlat edinebiliriz!” ve tabii ki bunları konuşurken, olacak olanlardan haberleri yoktu.

Abdullah Parlıyan

Firavun'un karısı çocuğu sandıktan çıkarınca, “Bana da, sana da göz bebeği olacak. Onu öldürmeyiniz; belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz” dedi. Halbuki onlar, işin sonunu sezemiyorlardı.

Bayraktar Bayraklı

Firavun 'un (kendisinden çocuğu olmayan) karısı (Asiye sandıkta bir çocuk olduğunu görünce kocasına) şöyle dedi: “Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin! Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz.” Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi.

Cemal Külünkoğlu

Firavun'un karısı dedi ki: “Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz.” Oysa onlar (başlarına geleceklerin) farkında değillerdi.

Kadri Çelik

Firavun’un hanımı (kocasına), “İşte,” dedi, “benim için de senin için de göz ve gönül aydınlığı olacak bir çocuk. O’nu öldürmeyin. Olur ki bize fayda sağlar, bakarsın kendisini evlât da ediniriz.” Hadiselerin hangi istikamette gelişip, ileride ne olacağının farkında değillerdi.

Ali Ünal

Firavun'un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına:) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Halbuki onlar (işin sonunu) sezemiyorlardı.

Harun Yıldırım

Firavun'un karısı "İşte, benim için de senin için de bir göz aydınlığı!" dedi, "Onu öldürmeyin; bakarsın bize bir yararı dokunur ya da onu evlatlık edinebiliriz." Ama berikiler, (olacakların) asla farkında değildiler.

Mustafa İslamoğlu

Firavun’un karısı dedi ki: “(Bu çocuk) sana da bana da göz aydınlığı! Onu öldürmeyin. Belki bize bir faydası olur. Ya da onu evlât ediniriz.” Oysa onlar ne yaptıklarını bilmiyorlardı!

Sadık Türkmen

Firavunun karısı ”Seninde benimde gözümüz aydın olsun, o çocuğu öldürme ki bize yardımı dokunur ve onu evlat ediniriz” demişti. Onlar (Allah'ın kendileri için ne hazırladığını) bilmiyorlardı.

İlyas Yorulmaz

Ve hanımı firavuna şöyle dedi: "Bana ve sana göz aydın olsun, onu öldürmeyin belki bize faydası olur veya onu evlât ediniriz." Ve onlar, (gerçeğin) farkında değillerdi.

İmam İskender Ali Mihr