Mekke döneminde inmiştir. 34 âyettir. Sûre, adını 12. ve 13. âyetlerde anılan Hz. Lokmân’dan almıştır.


ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ ﴿٣٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

zâlike bi enne allâhe huve el hakku ve enne yed'ûne min dûni-hi el bâtılu ve ennellâhe (enne allâhe) huve el aliyyu el kebîru
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
zâlike işte bu
bi enne olması sebebiyle
allâhe Allah
huve o
el hakku hak
ve enne ve muhakkak ki, mutlaka
şey(ler)
yed'ûne dua ediyorlar, tapıyorlar
min dûni-hi ondan başka
el bâtılu bâtıl, boş
ve ennellâhe (enne allâhe) ve muhakkak ki Allah
huve o
el aliyyu âli, çok yüce
el kebîru kebir, büyük

İşte bu, Allah’ın hak olması sebebiyledir. Ve O’ndan başka taptıkları şeyler mutlaka batıldır. Muhakkak ki Allah; Âli’dir (yüce), Kebir’dir (büyük).

LOKMÂN SURESİ 30. Ayeti Sadık Türkmen Meali

Bu böyledir; çünkü O Allah hakkın/gerçeğin ta kendisidir. O’ndan başka taptıkları ise elbette yalandır/batıldır! Şüphesiz Allah; çok yücedir, çok büyüktür!

Sadık Türkmen