Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.


وَكَتَبْنَا عَلَيْهِمْ فِيهَا أَنَّ النَّفْسَ بِالنَّفْسِ وَالْعَيْنَ بِالْعَيْنِ وَالأَنفَ بِالأَنفِ وَالأُذُنَ بِالأُذُنِ وَالسِّنَّ بِالسِّنِّ وَالْجُرُوحَ قِصَاصٌ فَمَن تَصَدَّقَ بِهِ فَهُوَ كَفَّارَةٌ لَّهُ وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أنزَلَ اللّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ ﴿٤٥﴾


MÂİDE SURESİ 45. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve ketebnâ aleyhim fî hâ enne en nefse bi en nefsi ve el ayne bi el ayni ve el enfe bi el enfi ve el uzune bi el uzuni ve es sinne bi es sinni ve el curûha kısâsun fe men tesaddaka bi-hi fe huve keffâratun lehu ve men lem yahkum bi mâ enzele allâhu fe ulâike hum(u) ez zâlimûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ketebnâ aleyhim ve onların üzerine yazdık, farz kıldık
fî hâ onun içinde
enne ... olduğunu
en nefse bi en nefsi cana can ile
ve el ayne bi el ayni ve göze göz ile
ve el enfe bi el enfi ve buruna burun ile
ve el uzune bi el uzuni ve kulağa kulak ile
ve es sinne bi es sinni ve dişe diş ile
ve el curûha ve yaralara, yaralanmaya
kısâsun kısas, aynısıyla ödeşme
fe men artık kim
tesaddaka bi-hi onu sadaka olarak bağışlar
fe huve artık o
keffâratun lehu kendisi için bir kefâret olur (günahlara kefâret)
ve men lem yahkum ve kim hükmetmezse
bi mâ enzele allâhu Allâh'ın (cc.) indirdiği şey ile
fe ulâike o taktirde işte onlar
hum(u) onlar
ez zâlimûne zâlimler

Onun içinde (Tevrat’ta) onlara, cana can ile, göze göz ile, buruna burun ile, kulağa kulak ile, dişe diş ile ve yaralamalara karşı kısas olduğunu yazıp farz kıldık. Kim onu bağışlar da (kısas hakkından vazgeçerse) artık o kendisi için (günahlarına) kefâret olur. Ve kim, Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, o taktirde işte onlar, onlar zalimlerdir.

MÂİDE SURESİ 45. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Onda (Tevrat’ta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir.

Diyanet İşleri

Ve o kitapta onlara hükmettik ki cana karşılık can, göze karşılık göz, burna karşılık burun, kulağa karşılık kulak, dişe karşılık diş ve yaralara karşılık da yaralarla kısas var. Fakat kim bağışlar da hakkından geçerse bu, suçlarının yarlıganmasına sebep olur ve kimler, Allah'ın indirdiği hükme göre hüküm vermezlerse onlardır zâlimlerin ta kendileri.

Abdulbaki Gölpınarlı

Tevrat'ta onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bunu (kısası) bağışlarsa kendisi için o keffâret olur. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.

Adem Uğur

Onda (Tevrat'ta), onlara şöyle hükmettik: "Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak ve dişe diş! Yaralarda da eş değer karşılık. . . " Fakat kim onu (kısas hakkını) bağışlarsa, o onun için geçmiş suçlarına örtü olur!. . Kim Allâh'ın inzâl ettiği (hüküm) ile hükmetmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.

Ahmed Hulusi

Biz Tevrat’ta onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş, yaralamalara da, karşılıklı kısas olmak üzere yazılı ceza kuralları koyduk.
Kim kısas hakkından vazgeçer, diyetini, imanda sadâkatinin ve kemâlinin ifadesi olan sadakaya, malî mükellefiyetlere sayarak bağışlarsa, mükâfatı Allah’a aittir. Bu, suçlunun da günahına keffaret olur.
Kimler Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezler, icraat yapmazlarsa onlar, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.

Ahmet Tekin

Onlar için onda (Tevrat'ta) cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara da karşılıklı şekilde kısas hükmü koyduk. Kim bu hakkını bağışlarsa o kendisi için keffaret olur [7]. Kimler Allah'ın indirdikleriyle hükmetmezlerse işte onlar zalimdirler.

Ahmet Varol

Biz onda, onların üzerine yazdık: Can'a can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas vardır. Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir keffarettir. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim olanlardır.

Ali Bulaç

Tevrat’da İsraîloğulları üzerine şu farzı da yazdık: Cana can, göze göz, buruna-burun, kulağa-kulak, dişe-diş ve yaralar birbirine karşı kısastır. (Bunlardan bir suçu işleyen aynen karşılığı ile cezalandırılır). Fakat kim de bu hakkını sadaka olarak bağışlarsa, o, kendi günahına keffaret olur. Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse işte onlar zalimlerdir.

Ali Fikri Yavuz

Orada onlara cana can, goze goz, buruna burun, kulaga kulak, dise disle ve yaralara karsilikli odesme yazdik. Kim hakkindan vazgecerse bu, onun gunahlarina keffaret olur. Allah'in indirdigi ile hukmetmeyenler, iste onlar zalimlerdir.

Bekir Sadak

Tevrat'ta onlara (şunu da) yazıp farz kıldık : Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralar misliyle karşılık görür. Ama kim bu hakkını sadaka olarak bağışlarsa, (günahlarına) keffarettir. Kim de Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerdir.

Celal Yıldırım

Orada onlara cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe dişle ve yaralara karşılıklı ödeşme yazdık. Kim hakkından vazgeçerse bu, onun günahlarına keffaret olur. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar zalimlerdir.

Diyanet İşleri (eski)

Tevrat'ta onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır). Yaralar da kısastır (Her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bunu (kısası) bağışlarsa kendisi için o keffâret olur. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.

Diyanet Vakfi

Orada onlara: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara ödeşmeyi emrettik. Kim bu hakkından vazgeçerse günahlarını örter. ALLAH'ın indirdiği ile hüküm vermeyenler zalimdir.

Edip Yüksel

Hem ondan üzerlerine şöyle yazdık: cana can, göze göz, buruna burun, dişe diş, carhler birbirine kısastır, kim de bu hakkını sadakasına sayarsa o, ona keffaret olur ve her kim Allahın indirdiği ahkam ile hukmetmezse onlar hep zalimlerdir

Elmalılı Hamdi Yazır

Biz, onda onların üzerine şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, dişe diş, yaralamada ödeşme. Kim de bu hakkını sadakasına sayarsa, o, günahlarının bağışlanmasına vesile olur. Her kim de Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, onlar hep zalimlerdir.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Biz Tevrat'ta onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılıklı kısas (ödeşme) yazdık. Bununla beraber kim kısas hakkını bağışlarsa, bu kendi günahlarına keffaret olur. Ve kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Tevrat'ta, yahudilere yazılı olarak bildirdik ki, canın karşılığı can, gözün karşılığı göz, burnun karşılığı burun, kulağın karşılığı kulak, dişin karşılığı diştir ve yaralamalarda da karşılıklılık (kısas) ilkesi geçerlidir. Kim kısas hakkını bağışlarsa bu onun günahlarına kefaret olur. Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm vermeyenler ise zalimlerin ta kendileridirler.

Seyyid Kutub

Biz onda onların üzerine yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas vardır. Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir kefarettir. Kim Tanrı'nın indirdiğiyle hükmetmezse, İşte onlar zalim olanlardır.

Gültekin Onan

Biz onda (Tevratda) onların üzerine (şunu da) yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılıkdır. Hulâsa bütün) yaralar birbirine kısasdır. Fakat kim bunu (bu hakkını) sadaka olarak bağışlarsa o, kendisine (günâhına) keffâret (onun yarlıganmasına vesîle) dir. Kim Allahın indirdiği (ahkâm) ile hükmetmezse onlar zaalimlerin ta kendileridir.

Hasan Basri Çantay

Hem onda (Tevrât’ta, yahudilerin) üzerlerine: 'Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak ve dişe diş; yaralara ise (karşılıklı) kısas (vardır)!' diye yazdık. Fakat kim bunu (kısas hakkını) bağışlarsa, o takdirde bu onun (günahları) için bir keffâret olur. Kim de (inandığı hâlde aksini yaparak) Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.

Hayrat Neşriyat

Orada onlara yazdık ki: Muhakkak cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diştir. Yaralamalara kısas vardır. Kim de hakkından vazgeçerse; o, kendisi için keffarettir. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse; işte onlar, zalimlerin kendileridir.

İbni Kesir

Ve onlar için (Tevratta) hükmettik: cana can, göze göz, dişe diş, kulağa kulak, buruna burun ve yaralamalarda (benzer) bir karşılık; ama kim hayrı için ondan vazgeçerse, bu geçmiş günahlarının bir kısmına kefaret olacaktır. Allahın vahyettiğine göre hüküm vermeyenler, işte onlar zalimlerdir!

Muhammed Esed

Ve Biz onların üzerine o Tevrat'ta yazdık ki, «Şüphesiz cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralar biribirine kısastır.» Fakat her kim bunu tasadduk ederse, bu onun için bir kefarettir. Ve her kim Allah Teâlâ'nın indirdiği ile hükmetmez ise işte onlar zalimlerdir.

Ömer Nasuhi Bilmen

Biz Tevrat'da onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralar da birbirine kısastır. Her kim bağışlarsa, kendisi için kefârettir. Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerdir.

Ömer Öngüt

Kitapta onlara cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılık kısas yazdık. Kim hakkından vazgeçerse bu onun günahlarına kefaret olur. Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, işte onlar zalimlerdir.

Şaban Piriş

Hem Tevrat’ta onlara şu hükmü de farz kıldık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş karşılıktır. Hülasa bütün yaralamalar birbirine kısas edilir. Fakat kim bu kısas hakkından feragat edip bağışlarsa bu, kendi günahları için keffaret olur. Kim Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmezse işte onlar tam zalimdirler.

Suat Yıldırım

O(Hak Kitabı)nda onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılıklı kısâs (ödeşme) yazdık. Kim bunu bağışlar(kısâs hakkından vazgeçer)se o, kendisi için keffâret olur. Ve kim Allâh'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte zâlimler onlardır.

Süleyman Ateş

Biz onda, onların üzerine yazdık: Can'a can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas vardır. Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir keffarettir. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetsezse, işte onlar, zalim olanlardır.

Tefhim-ul Kuran

Tevrat'ta Biz onlara 'Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş-yaralar böylece kısas olunur' diye yazdık. Fakat kim kendi hakkını bağışlarsa, bu onun için bir kefaret olur. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zalimlerin tâ kendileridir.

Ümit Şimşek

O Kitap'ta onlar üzerine şöyle yazmıştık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş... Yaralamalar karşılığında da kısas. Kim kısası bağışlarsa, bu bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.

Yaşar Nuri Öztürk

Ve onlar için Tevrat'ta şöyle hüküm koyduk. Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralamalarda o yaranın benzeri bir karşılık vardır. Ama kim bu kısas hakkından vazgeçerse, bu geçmiş günahlarının ve kusurlarının yaradan tarafından bağışlanmasına neden olacaktır. Allah'ın vahyettiğine göre hüküm vermeyenler, yaratılış gaye ve maksadına aykırı davranan zalimlerdir.

Abdullah Parlıyan

O hak kitabında onlara, “Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılık kısas/ödeşme” yazdık. Kim bunu bağışlar, kısâs hakkından vazgeçerse o, kendisi için kefâret olur ve kimler Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse zâlimler onlardır!

Bayraktar Bayraklı

Biz (Tevrat'ta onlara şöyle) yazdık: “Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş. Yaralar da kısastır (her yaralama misli ile cezalandırılır). Kim bu hakkından vazgeçerse o da kendi günahlarına kefaret olur (bu bağışlama günahlarını örter). Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

Cemal Külünkoğlu

O kitapta onlara cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara kısas yazdık. Kim hakkından vazgeçerse bu, onun günahlarına kefaret olur. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar zalimlerdir.

Kadri Çelik

O Tevrat’ta onlara: cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve bunun gibi, (aynen mukabele mümkün olan) bütün yaralamalarda da kısas emretmiştik. Bununla birlikte, (kısastan maksat telef değil, bir hakkın aynen yerini bulması olduğundan,) her kim kısas hakkından feragatta bulunup bağışlarsa, bu bağışlama, (feragati ölçüsünde) kendi günahlarının affına vesiledir. (Bağışlamazsa, Allah’ın indirdiği ilgili hüküm dairesinde hareket etmelidir.) Her kim ki Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, böyleleri zalimlerin ta kendileridir.

Ali Ünal

Biz onda kendileri için yazdık ki: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş... Yaralar da birbirine karşılıktır. Artık her kim bunu bağışlarsa, o kendisi için bir keffaret olur. Her kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

Harun Yıldırım

Onlara orada şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralamalarda eş değer bir karşılık; fakat kim de onu bağışlarsa, o kendi günahlarına keffarettir. Ama Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridirler.

Mustafa İslamoğlu

Onda (tevrat’ta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için kefaret olur. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir.

Sadık Türkmen

Biz kitaba inananlara, kitapta cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralamaya karşı yaralanma olmak üzere kısası emrettik. Mağdur olan kimse, kendisine karşılık kısas uygulanacak kimseyi bağışlarsa, onun için kefaret olur. Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmiyorsa, işte onlar zalim olanlardır.

İlyas Yorulmaz

Onun içinde (Tevrat’ta) onlara, cana can ile, göze göz ile, buruna burun ile, kulağa kulak ile, dişe diş ile ve yaralamalara karşı kısas olduğunu yazıp farz kıldık. Kim onu bağışlar da (kısas hakkından vazgeçerse) artık o kendisi için (günahlarına) kefâret olur. Ve kim, Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, o taktirde işte onlar, onlar zalimlerdir.

İmam İskender Ali Mihr