MÂİDE SURESİ 45. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.
وَكَتَبْنَا عَلَيْهِمْ فِيهَا أَنَّ النَّفْسَ بِالنَّفْسِ وَالْعَيْنَ بِالْعَيْنِ وَالأَنفَ بِالأَنفِ وَالأُذُنَ بِالأُذُنِ وَالسِّنَّ بِالسِّنِّ وَالْجُرُوحَ قِصَاصٌ فَمَن تَصَدَّقَ بِهِ فَهُوَ كَفَّارَةٌ لَّهُ وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أنزَلَ اللّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ ﴿٤٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve ketebnâ aleyhim | ve onların üzerine yazdık, farz kıldık |
fî hâ | onun içinde |
enne | ... olduğunu |
en nefse bi en nefsi | cana can ile |
ve el ayne bi el ayni | ve göze göz ile |
ve el enfe bi el enfi | ve buruna burun ile |
ve el uzune bi el uzuni | ve kulağa kulak ile |
ve es sinne bi es sinni | ve dişe diş ile |
ve el curûha | ve yaralara, yaralanmaya |
kısâsun | kısas, aynısıyla ödeşme |
fe men | artık kim |
tesaddaka bi-hi | onu sadaka olarak bağışlar |
fe huve | artık o |
keffâratun lehu | kendisi için bir kefâret olur (günahlara kefâret) |
ve men lem yahkum | ve kim hükmetmezse |
bi mâ enzele allâhu | Allâh'ın (cc.) indirdiği şey ile |
fe ulâike | o taktirde işte onlar |
hum(u) | onlar |
ez zâlimûne | zâlimler |
Onun içinde (Tevrat’ta) onlara, cana can ile, göze göz ile, buruna burun ile, kulağa kulak ile, dişe diş ile ve yaralamalara karşı kısas olduğunu yazıp farz kıldık. Kim onu bağışlar da (kısas hakkından vazgeçerse) artık o kendisi için (günahlarına) kefâret olur. Ve kim, Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, o taktirde işte onlar, onlar zalimlerdir.
MÂİDE SURESİ 45. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Biz Tevrat’ta onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş, yaralamalara da, karşılıklı kısas olmak üzere yazılı ceza kuralları koyduk.
Ahmet Tekin
Kim kısas hakkından vazgeçer, diyetini, imanda sadâkatinin ve kemâlinin ifadesi olan sadakaya, malî mükellefiyetlere sayarak bağışlarsa, mükâfatı Allah’a aittir. Bu, suçlunun da günahına keffaret olur.
Kimler Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezler, icraat yapmazlarsa onlar, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.