Mekke döneminde inmiştir. 44 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyetteki “el-Me’âric” kelimesinden almıştır. Me’âric, yükselme yolları demektir.


إِلَّا عَلَى أَزْوَاجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ ﴿٣٠﴾


MEÂRİC SURESİ 30. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

illâ alâ ezvâci-him ev mâ meleket eymânu-hum fe inne-hum gayru melûmîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
illâ hariç
alâ ...'e
ezvâci-him onların zevceleri, hanımları
ev veya, ve
mâ meleket sahip oldukları
eymânu-hum onların elleri arasında, ellerinin altında (cariyeler)
fe böylece, çünkü
inne-hum muhakkak ki onlar
gayru hariç, değil, olunmaz
melûmîne kınananlar

Zevcelerine ve ellerinin arasında sahip olduklarına (cariyelerine karşı durumları) hariç. Çünkü muhakkak ki onlar, kınanmış değildir.

MEÂRİC SURESİ 30. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar.

Diyanet İşleri

Ancak eşleri ve temellük ettikleri müstesnâ ve artık bu hususta da kınanmazlar onlar.

Abdulbaki Gölpınarlı

Ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz;

Adem Uğur

Eşleri veyahut tasarrufları altındakiler müstesna! Çünkü onlar (bundan dolayı) kınanmazlar!

Ahmed Hulusi

Ancak hanımları ve meşrû şekilde sahip oldukları, üzerlerinde meşrû hakları ve otoriteleri, kendileriyle düzgün insanî münasebetleri olan câriyeleriyle ilişkileri helâldir. Bundan dolayı onlar kınanamazlar.

Ahmet Tekin

Ancak kendi eşleri ve ellerinin altındaki (cariyeleri) hariç. Şüphesiz onlar (bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmazlar.

Ahmet Varol

Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar.

Ali Bulaç

Ancak zevcelerine ve cariyelerine müstesna... Çünkü onlar (bunlarda) kınanmazlar.

Ali Fikri Yavuz

(29-30) Esleri ve cariyeleri disinda, mahrem yerlerini herkesten koruyanlar, dogrusu bunlar yerilmezler.

Bekir Sadak

(29-30) Eşlerine ve ellerinin sahip bulunduğu cariyelere karşı müstesna —ki bunlara karşı kınanmazlar—, iffetlerini koruyanlar,

Celal Yıldırım

(29-30) Eşleri ve cariyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten koruyanlar, doğrusu bunlar yerilmezler.

Diyanet İşleri (eski)

(29-31) Irzlarını koruyanlar -ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz; bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir-;

Diyanet Vakfi

Ancak eşleri, yahut yeminlerinin/anlaşmalarının hak sahibi olduklari hariç; onlardan dolayı yerilmezler.

Edip Yüksel

Ancak zevcelerine veya milki yemînlerine başka. Çünkü bunda levm olunmazlar

Elmalılı Hamdi Yazır

Ancak karılarına ve sahibi bulundukları cariyelere başka, çünkü bundan dolayı kınanmazlar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Ancak zevcelerine ve cariyelerine karşı hariç. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Yalnız eşlerine ya da ellerinin altında bulunan cariyelere karşı korumazlar. Bundan ötürü de onlar kınanmazlar.

Seyyid Kutub

Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar.

Gültekin Onan

(29-30) Şunlar da (öyle): Karılarından, yahud sağ ellerinin mâlik olduklarından başkasına karşı utanacak yerlerini saklayanlar. Çünkü onlar (bunlar Hakkında) kınanmış değildirler.

Hasan Basri Çantay

Ancak kendi eşleri veya sâhib oldukları câriyelerine karşı (olan münâsebetleri)müstesnâ; çünki şübhesiz ki onlar, (bundan dolayı) kınanacak kimseler değildirler.

Hayrat Neşriyat

Ancak eşleri ve sağ ellerinin malik oldukları müstesna. Doğrusu onlar, bunun için kınanacak değildirler.

İbni Kesir

eşleri; yani (nikah yoluyla) meşru şekilde sahip oldukları dışında (isteklerini frenleyenler,) çünkü ancak o zaman hiçbir kınamaya uğramazlar,

Muhammed Esed

Zevcelerine veya mâlik bulundukları cariyelerine karşı müstesna, çünkü onlar kınanmış değildirler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ancak eşleri ve câriyeleri hariç. Doğrusu bunlar kınanamazlar.

Ömer Öngüt

Eşleri veya meşru şekilde sahip oldukları hariç. Çünkü onlar, bu hususta kınanmazlar.

Şaban Piriş

(29-30) Onlar edep yerlerini, eşleri ve cariyelerinden başkasından korurlar. Yalnız bunlarla münasebeti olanlar ayıplanamazlar.

Suat Yıldırım

Yalnız eşlerine ya da ellerinin altında bulunan (câriyelerin)e karşı (korumazlar. Bundan ötürü de) onlar kınanmazlar.

Süleyman Ateş

Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar.

Tefhim-ul Kuran

Ancak eşlerine ve ellerinin altındakilere karşı müstesna-bunlar kınanmazlar.

Ümit Şimşek

Ancak onlar, eşleriyle, imkânlarının sahip olduğu şeyler konusunda kınanamazlar.

Yaşar Nuri Öztürk

Ancak eşleri yani nikah yoluyla ve meşru şekilde sahip olduğu ayrı… O zaman onlar kınanmazlar.

Abdullah Parlıyan

(29-31) İffetlerini korurlar. Ancak, eşlerine ya da ellerinin altında bulunanlara karşı onlar kınanmazlar. Ama kim bundan ötesini ararsa, onlar sınırı aşanlardır.

Bayraktar Bayraklı

(29-30) Ve onlar, edep yerlerini, eşleri ve cariyelerinden başkasından korurlar. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar.

Cemal Külünkoğlu

Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar.

Kadri Çelik

Ancak, eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri müstesna. Bunlarla olan münasebetlerinden dolayı kınanmazlar.

Ali Ünal

Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar kınanmazlar.

Harun Yıldırım

ancak eşleri, yani meşru şekilde hakkını vererek sahip oldukları kimseler müstesna: zaten onlar (meşru eşleriyle paylaştıkları cinsellikden dolayı) kınanamazlar.

Mustafa İslamoğlu

Ancak eşleri ya da suç (haram) olmayan birliktelikler başka! Çünkü onlar, bundan dolayı kınanmazlar.

Sadık Türkmen

Cinsel ihtiyaçlarını eşleri ve evlendikleri cariyelerle giderirler ve bundan dolayı da kınanmazlar.

İlyas Yorulmaz

Zevcelerine ve ellerinin arasında sahip olduklarına (cariyelerine karşı durumları) hariç. Çünkü muhakkak ki onlar, kınanmış değildir.

İmam İskender Ali Mihr