Mekke döneminde inmiştir. 44 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyetteki “el-Me’âric” kelimesinden almıştır. Me’âric, yükselme yolları demektir.


فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا وَيَلْعَبُوا حَتَّى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي يُوعَدُونَ ﴿٤٢﴾


MEÂRİC SURESİ 42. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe zer-hum yahûdû ve yel'abû hattâ yulâkû yevme hum ellezî yûadûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe zer-hum artık onları terket
yahûdû dalsınlar, oyalansınlar
ve yel'abû ve oynasınlar, eğlensinler
hattâ ... oluncaya kadar
yulâkû karşılaşırlar, mülâki olurlar, kavuşurlar
yevme gün
hum onlar
ellezî ki o
yûadûne vaadolundular

Artık onları terket, vaadolundukları güne kavuşuncaya kadar dalsınlar ve oynasınlar.

MEÂRİC SURESİ 42. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Sen onları bırak, uyarıldıkları günlerine kavuşuncaya kadar batıl inançlarına dalsınlar ve oynasınlar.

Diyanet İşleri

Bırak artık onları dalsınlar daldıklarına ve oynasınlar oynadıklarıyla, kendilerine vaadedilen güne kavuşuncaya dek.

Abdulbaki Gölpınarlı

Ama sen onları (şimdilik) bırak da, tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya dek dalsınlar, oynayadursunlar.

Adem Uğur

Bırak onları, vadolundukları süreçlerine kavuşuncaya kadar (dünyalarına) dalsınlar ve oynasınlar!

Ahmed Hulusi

O halde, onları kendi hallerine bırak. Tehdit edildikleri günle karşılaşıncaya kadar dalıp oynasınlar.

Ahmet Tekin

Artık sen onları bırak, vaadedildikleri günlerine kavuşuncaya kadar dalsın ve oynasınlar.

Ahmet Varol

Şu halde sen, kendilerine vadedilen (azab) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp oynasınlar, oyalansınlar.

Ali Bulaç

O halde (Ey Rasûlüm) bırak o inkârcıları, (bâtıl inançlarına) dalsınlar ve oynaya dursunlar; tâ o vaad olundukları güne kavuşturulacakları zamana kadar...

Ali Fikri Yavuz

Onlari birak; kendilerine soz verilen gune kavusmalarina kadar dalip oynasinlar.

Bekir Sadak

Artık sen, onları bırak da, kendileri için va'dolunan güne kavuşuncaya kadar (inkâr ve azgınlıklarına) dalıp oynasınlar.

Celal Yıldırım

Onları bırak; kendilerine söz verilen güne kavuşmalarına kadar dalıp oynasınlar.

Diyanet İşleri (eski)

Ama sen onları (şimdilik) bırak da, tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya dek dalsınlar, oynayadursunlar.

Diyanet Vakfi

Bırak onları, kendilerine söz verilen gün ile karşı karşıya gelinceye kadar dalsınlar, oynasınlar.

Edip Yüksel

O halde bırak onları dalsınlar ve oynıya dursunlar tâ o va'd olundukları güne çatacakları deme kadar

Elmalılı Hamdi Yazır

O halde bırak onları, kendilerine vadolunan güne çatacakları ana kadar dalsınlar ve oynayadursunlar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

O halde bırak onları, kendilerine vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynayadursunlar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Bırak onları kendilerine va'dedilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın oynasınlar.

Seyyid Kutub

Şu halde sen kendilerine vadedilen (azab) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp oynasınlar, oyalansınlar.

Gültekin Onan

(Şimdilik) onları (hallerine) bırak. (Azâb ile) tehdîd edilmekde oldukları günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynaya dursunlar.

Hasan Basri Çantay

(Ey Habîbim!) Artık onları bırak, va'd olunageldikleri günlerine kavuşuncaya kadar(bâtıla) dalsınlar, oynasınlar!

Hayrat Neşriyat

Bırak onları, kendilerine vaadolunan güne kavuşuncaya kadar dalıp oynasınlar.

İbni Kesir

O halde, bırak onları, kendilerine vaad edilen (Hesap) Günü ile karşılaşıncaya kadar boş konuşmalarla oyalansınlar ve (kelimelerle) oynayıp dursunlar;

Muhammed Esed

Şimdilik onları bırak, dalsınlar ve oynasınlar, vaad olundukları günlerine kavuşacaklarına değin.

Ömer Nasuhi Bilmen

Resulüm! Bırak onları! Tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynayadursunlar.

Ömer Öngüt

-Bırak onları, kendilerine söz verilen gün gelinceye kadar dalıp, oynasınlar!

Şaban Piriş

Artık sen onları kendi hallerine bırak da, kendilerine vâd edilen gün gelinceye kadar bâtıla dalsın, oynasınlar.

Suat Yıldırım

Bırak onları kendilerine va'dedilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynasınlar.

Süleyman Ateş

Şu halde sen, kendilerine vadedilen (azab) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp oynasınlar, oyalansınlar.

Tefhim-ul Kuran

Bırak onları, dalsınlar, eğlensinler, vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar.

Ümit Şimşek

Bırak onları! Dalsınlar, oynasınlar kendileri için belirlenen günlerine ulaşıncaya kadar.

Yaşar Nuri Öztürk

O halde bırak onları dalsınlar daldıklarına ve oynasınlar oynadıklarıyla, kendilerine vaadedilen güne kavuşuncaya kadar.

Abdullah Parlıyan

Sen onları bırak, uyarıldıkları günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynayadursunlar.

Bayraktar Bayraklı

Şu halde sen, kendilerine vadedilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp oynasınlar, oyalansınlar.

Cemal Külünkoğlu

O halde sen, kendilerine vaat edilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp oynasınlar, oyalansınlar.

Kadri Çelik

Öyleyse bırak onları, kendilerine va’ dedilen güne kavuşuncaya kadar içinde bulundukları bâtılda yüzmeye ve oynayıp eğlenmeye devam etsinler.

Ali Ünal

Şu halde kendilerine vadedilen günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp oyalansınlar.

Harun Yıldırım

Artık onları kendi haline bırak; vaad edildikleri güne kavuşuncaya kadar lafa dalıp oynayadursunlar.

Mustafa İslamoğlu

O halde bırak onları dalsınlar ve oynayadursunlar vadolunan günlerine kavuşuncaya dek...

Sadık Türkmen

Bırak onları. Onlara vaat edilen hesaplaşma gününe kavuşuncaya kadar, oyalanıp, oyun oynasınlar.

İlyas Yorulmaz

Artık onları terket, vaadolundukları güne kavuşuncaya kadar dalsınlar ve oynasınlar.

İmam İskender Ali Mihr