Mekke döneminde inmiştir. 98 âyettir. Bazı tefsir bilginlerine göre 58 ve 71. âyetler Medine döneminde inmiştir. Sûre, Meryem’in, oğlu İsa’yı nasıl dünyaya getirdiğini anlattığı için bu adla anılmıştır.


فَاخْتَلَفَ الْأَحْزَابُ مِن بَيْنِهِمْ فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ كَفَرُوا مِن مَّشْهَدِ يَوْمٍ عَظِيمٍ ﴿٣٧﴾


MERYEM SURESİ 37. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

fahtelefe (fe ihtelefe) el ahzâbu min beyni-him fe veylun li ellezîne keferû min meşhedi yevmin azîmin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fahtelefe (fe ihtelefe) ayrılığa düştüler, ihtilâf ettiler
el ahzâbu hizipler, gruplar
min beyni-him onların arasından, kendi aralarında
fe o zaman
veylun vay haline
li ellezîne keferû inkâr edenlere, kâfir olanlara
min meşhedi müşahede edilmesinden dolayı, müşahede edildiği (şahit olunduğu) zaman
yevmin azîmin büyük gün

Bundan sonra hizipler (gruplar) kendi aralarında ihtilâf ettiler. Büyük gün müşahede edildiği (şahit olunduğu) zaman vay o kâfirlerin haline!

MERYEM SURESİ 37. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(Fakat hıristiyan) gruplar, aralarında ayrılığa düştüler. Büyük bir günü görüp yaşayacakları için vay kâfirlerin hâline!

Diyanet İşleri

Aralarından bölükler ayrıldı, ayrılığa / aykırılığa düştüler. Ulaşıp görecekleri büyük günün şiddetli azâbı kâfirlere.

Abdulbaki Gölpınarlı

Sonra guruplar kendi aralarında ayrılığa düştüler. Büyük güne şahit olunduğu zamanda vay o kâfirlerin haline!

Adem Uğur

Çeşitli anlayıştakiler (Ulûhiyetin TEK'liğinden perdeliler) aralarında ayrılığa düştüler (Allâh'a iftira attılar). . . Yaşanacak azametli sürecin dehşetinde yazık olacak o hakikat bilgisini inkâr edenlere!

Ahmed Hulusi

Ne var ki, ehl-i kitaptan, yahudiler ve hıristiyanlar Îsâ konusunda kendi aralarında farklı iddialar ileri sürdüler. Bu yüzden, büyük günde, kıyamette, herkesin delillerle, şâhitlerle hesaba çekilmesi sebebiyle, vay inkârda ısrar edenlerin, küfre saplanan ehl-i kitabın başına geleceklere!

Ahmet Tekin

Aralarından birtakım gruplar ayrılığa düştüler. Artık büyük bir günü görmekten dolayı inkâr edenlerin vay haline!

Ahmet Varol

İçlerinden (birtakım) gruplar ayrılığa düştüler. Artık büyük bir günü görmekten dolayı, vay inkâr edenlere.

Ali Bulaç

Sonra fırkalar (Hristiyanlarla Yahudiler) kendi aralarında ihtilafa düştüler. Artık görülecek bir büyük günün (kıyametin) azabı, o küfredenlere olsun.

Ali Fikri Yavuz

Firkalar, kendi aralarinda anlasmazliga dustuler. Vay o buyuk gunu gorecek kafirlerin haline!

Bekir Sadak

(İsâ hakkında) kendi aralarında gruplaşanlar görüş ayrılığına düştüler. Artık o büyük güne şahit olacak o inkarcıların vay hâline !

Celal Yıldırım

Fırkalar, kendi aralarında anlaşmazlığa düştüler. Vay o büyük günü görecek kafirlerin haline!

Diyanet İşleri (eski)

Sonra guruplar kendi aralarında ayrılığa düştüler. Büyük güne şahit olunduğu zamanda vay o kâfirlerin haline!

Diyanet Vakfi

Mezhepler, (İsa'nın kimliği üzerinde) aralarında anlaşmazlığa düştüler. Büyük bir güne tanık olacak kafirlerin vay haline!

Edip Yüksel

Sonra hizibler kendi aralarında ıhtilâfa düştüler, artık büyük bir günün görülecek hâilesinden veyl o küfredenlere

Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra gruplar kendi aralarında görüş ayrılığına düştüler. Artık büyük bir günün görülecek dehşetinden vay kafirlerin haline!

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Ne var ki, fırkalar (yahudi ve hıristiyanlar) kendi aralarında ihtilafa düştüler. O büyük (dehşetli) günü görecek kâfirlerin vay haline!

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Çeşitli gruplara ayrılan insanlar, aralarında görüş ayrılığına düştüler. Vaygele kâfirlerin başına! O «büyük gün» de gözleri neler görecek.

Seyyid Kutub

İçlerinden (birtakım) gruplar ayrılığa düştüler. Artık büyük bir günü görmekten dolayı, vay küfredenlere.

Gültekin Onan

Sonra fıkralar kendi aralarında ihtilâf etdi. Artık görecekleri büyük bir günün çetin azâbı o kâfirlerindir.

Hasan Basri Çantay

Sonra (yahudi ve hristiyan) topluluklar kendi aralarında ihtilâfa düştü. Artık büyük gün(ün dehşeti) görüldüğü vakit o inkâr edenlerin vay hâline!

Hayrat Neşriyat

Fırkalar kendi aralarında ihtilafa düştüler. Vay o büyük günü görecek kafirlerin haline.

İbni Kesir

Hal böyleyken (Kitab-ı Mukaddes'e bağlı olduklarını iddia eden) hizipler yine de aralarında (İsa'nın doğası hakkında) çekişip duruyorlar! Öyleyse, o büyük Gün bütün açıklığıyla gelip çattığı zaman vay hallerine hakkı inkar edenlerin!

Muhammed Esed

(37-38) Sonra fırkalar kendi aralarında ihtilâfa düştüler. Artık görülecek günün en şiddetli azabı, kâfir olan kimseler içindir. Bize gelecekleri gün neler işitecekler ve neler göreceklerdir. Fakat o zalimler bugün pek zahir bir sapıklık içindedirler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Fırkalar kendi aralarında ihtilâfa düştüler. O büyük güne şâhit olunduğu zamanda vay o kâfirlerin hâline!

Ömer Öngüt

Gruplar aralarında ayrılığa düştüler. Vay o büyük günü görecek kafirlerin haline!..

Şaban Piriş

Sonra onun hakkında birtakım gruplar kendi aralarında ayrılığa düştüler. Artık gerçeğin meydana çıkacağı o mühim günün duruşmasında vay o kâfirlerin başına geleceklere!

Suat Yıldırım

Kendi aralarından hizipler, ayrılığa düştüler. Artık büyük bir günü görmekten ötürü vay kâfirlerin haline!

Süleyman Ateş

İçlerinden (birtakım) gruplar ayrılığa düştüler. Artık büyük bir günü görmekten dolayı, vay küfre sapanlara.

Tefhim-ul Kuran

Fakat çeşitli topluluklar onun hakkında anlaşmazlığa düştüler. O büyük gün görüldüğünde, kâfirlerin başına gelecek var!

Ümit Şimşek

Kendi aralarından çıkan hizipler ihtilafa düştüler. Büyük bir günün tanıklığından ötürü vay o inkârcıların haline!

Yaşar Nuri Öztürk

Gerçekler bu şekilde ortada iken, Hıristiyan olduklarını iddia eden guruplar, yine de kendi aralarında, İsa'nın yaratılışıyla alakalı meselede çekişip duruyorlar. Öyleyse son yargı günü olan ahiretin gerçekleşeceği an, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas eden kâfirlerin vay haline...

Abdullah Parlıyan

Sonra gruplar kendi aralarında ayrılığa düştüler. Büyük günü görecek olduğu zaman da vay o kâfirlerin haline!

Bayraktar Bayraklı

Çeşitli gruplara ayrılan insanlar, aralarında görüş ayrılığına düştüler. Artık gerçeğin meydana çıkacağı o mühim günün duruşmasında vay o inkârcıların başına geleceklere!

Cemal Külünkoğlu

İçlerinden (bir takım) gruplar ayrılığa düştüler. Artık büyük bir günü (kıyameti) görmekten dolayı, vay küfre sapanlara!

Kadri Çelik

Ne var ki, bilâhare gruplar (Yahudiler ve Hıristiyanlar) O’nun hakkında ihtilâfa düştüler. Bütün gerçeklerin meydana çıkıp, hesapların görüleceği büyük bir günün duruşmasından dolayı vay küfredenlerin başlarına geleceklere!

Ali Ünal

Sonra guruplar kendi aralarında ayrılığa düştüler. Büyük güne şahit olunduğu zamanda vay o kâfirlerin haline!

Harun Yıldırım

Buna rağmen mezhepler kendi aralarında ayrılığa düştüler. O halde, büyük bir günün sorgusunda (yaşayacaklarından) dolayı, inkarda direnen o kimselerin vay hallerine!

Mustafa İslamoğlu

Daha sonra gruplar kendi aralarında ayrılığa düştüler. Artık o inkâr eden kimselerin vay haline! Büyük bir günü görmekten dolayı...

Sadık Türkmen

Aralarında ki bir topluluk (Meryem oğlu İsa nın doğumuyla ilgili) ihtilafa düştüler. O büyük günün şahitliğini inkar edenlerin vay haline.

İlyas Yorulmaz

Bundan sonra hizipler (gruplar) kendi aralarında ihtilâf ettiler. Büyük gün müşahede edildiği (şahit olunduğu) zaman vay o kâfirlerin haline!

İmam İskender Ali Mihr