MUHAMMED SURESİ 20. Ayeti Cemal Külünkoğlu Meali
Medine döneminde inmiştir. 38 âyettir. Sûre, adını Peygamber Efendimizin, ikinci âyette geçen adından almıştır. Sûre, ayrıca yirminci âyette geçen “el-Kıtâl” kelimesinden dolayı “Kıtâl sûresi”, diye de anılmaktadır.
وَيَقُولُ الَّذِينَ آمَنُوا لَوْلَا نُزِّلَتْ سُورَةٌ فَإِذَا أُنزِلَتْ سُورَةٌ مُّحْكَمَةٌ وَذُكِرَ فِيهَا الْقِتَالُ رَأَيْتَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ يَنظُرُونَ إِلَيْكَ نَظَرَ الْمَغْشِيِّ عَلَيْهِ مِنَ الْمَوْتِ فَأَوْلَى لَهُمْ ﴿٢٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve yekûlu | ve derler |
ellezîne | onlar, ... olanlar |
âmenû | Allah'a ulaşmayı dilediler, âmenû oldular |
lev lâ | (öyle) değil mi? |
nuzzilet | indirildi |
sûratun | bir sure |
fe | o zaman, sonra da |
izâ unzilet | indirildiği zaman |
sûretun | bir sure |
muhkemetun | muhkem, hükmü açık ve kesin olan, tevîle ihtiyaç olmayan |
ve zukira | ve zikredildi |
fî hâ | onun içinde, onda |
el kıtâlu | savaş |
raeyte | sen gördün (görürsün) |
ellezîne | onları |
fî kulûbi-him | kalplerinin içinde, kalplerinde vardır |
maradun | hastalık |
yanzurûne | bakarlar |
ileyke | sana |
nazara | bakış |
el magsiyyi aleyhi | üzerine baygınlık çökmüş |
min el mevti | ölümden, ölüm halinden |
fe | o zaman, o taktirde, oysa |
evlâ | evlâ, en iyi, en yakın, en uygun |
lehum | onlar için |
Ve âmenû olanlar: “(Savaşı emreden) bir sure indirilmeli değil miydi?” derler. Sonra da muhkem (hükmü açık ve kesin) bir sure indirilince ve onun içinde savaş zikrolunuyorsa (bahsediliyorsa), kalplerinde hastalık olanların, üzerlerine ölüm hali çökmüş gibi bir bakışla sana baktıklarını görürsün. Oysa onlar için en iyi (en uygun) olan odur ki…
MUHAMMED SURESİ 20. Ayeti Cemal Külünkoğlu Meali
(20-21) İnananlar: “Keşke (cihad hakkında) bir sure indirilseydi ya!” derler. Fakat hükmü apaçık bir sure indirilip de onda savaştan söz edilince; kalplerinde (şüphe ve nifaktan) bir hastalık bulunanların, ölüm baygınlığına girmiş kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. Oysa onlar için en uygun olan itaat etmek ve güzel söz söylemekti. Sonra iş kesinleşince de Allah'ın emrine sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.
Cemal Külünkoğlu