Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.


هَيْهَاتَ هَيْهَاتَ لِمَا تُوعَدُونَ ﴿٣٦﴾


MU'MİNÛN SURESİ 36. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

heyhâte heyhâte limâ tûadûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
heyhâte heyhat, yazık
heyhâte heyhat, yazık
limâ şeye
tûadûne siz vaat ediliyorsunuz, size vaadedilen

Yazık, yazık size vaadedilen şeye.

MU'MİNÛN SURESİ 36. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

“Hâlbuki bu size vaad olunan şey, ne kadar da uzak!”

Diyanet İşleri

Size vaadedilen şey, gerçekten ne de uzak, ne de uzak.

Abdulbaki Gölpınarlı

Bu size vâdedilen (öldükten sonra yeniden dirilmek, gerçek olmaktan) çok uzak!

Adem Uğur

"Heyhat, heyhat böyle bir şeyin oluşması çok uzak!"

Ahmed Hulusi

'Heyhât, bu size va’dedilen nihaî yargı, tehdit, ne kadar imkânsız, uzak bir ihtimal!'

Ahmet Tekin

Ne kadar uzak! Size vaad edilen şey ne kadar uzak!

Ahmet Varol

"Heyhat, size va'dedilen şeye heyhat..."

Ali Bulaç

O korkutulduğunuz şey (azab) ne uzak, ne uzak! (olur şey değil).

Ali Fikri Yavuz

«Oysa tehdit edildiginiz sey ne kadar, hem de ne kadar uzak!»

Bekir Sadak

Va'dolunduğunuz şeyler pek uzaktır, pek uzak!.

Celal Yıldırım

'Oysa tehdit edildiğiniz şey ne kadar, hem de ne kadar uzak!'

Diyanet İşleri (eski)

«Bu size vaâdedilen (öldükten sonra yeniden dirilmek, gerçek olmaktan) çok uzak!»

Diyanet Vakfi

'Size söz verilen bu şey imkansızdır, imkansız!'

Edip Yüksel

Heyhât o va'dolunduğunuz şey ne kadar uzak

Elmalılı Hamdi Yazır

Heyhat, o vadolunduğunuz şey ne kadar uzak!

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

«Heyhât o size vaad edilen şey ne kadar uzak!»

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Heyhat, heyhat! Gerçekten ne kadar uzak bir korkutmadır bu!

Seyyid Kutub

"Heyhat, size vaadedilen şeye heyhat..."

Gültekin Onan

«Tehdîd olunageldiğiniz o şey ne kadar uzak, ne kadar uzak»!.

Hasan Basri Çantay

'Heyhât! O va'd edilmekte olduğunuz şey, ne kadar uzak!'

Hayrat Neşriyat

Vaad edildiğiniz şey ne kadar uzak, hem de ne kadar uzak.

İbni Kesir

Çok uzak, gerçekten çok uzak bu vaad edildiğiniz şey!

Muhammed Esed

«Ne uzak, ne uzak o vaad olunduğunuz şey.»

Ömer Nasuhi Bilmen

“Heyhat! Vâdolunduğunuz şey ne kadar uzak, hem de ne kadar uzak!”

Ömer Öngüt

Size vaat edilen uzak, hem de çok uzak.

Şaban Piriş

"Heyhat! Heyhat! Size vâd edilen şey ne kadar da uzak!"

Suat Yıldırım

"Heyhât, o size va'dedilen şey ne kadar uzak!"

Süleyman Ateş

«Heyhat, size va'dedilen şeye heyhat...»

Tefhim-ul Kuran

'Heyhat, heyhat! Size vaad edilen ne kadar da uzak!

Ümit Şimşek

"Heyhat! Size vaat edilen o şey ne kadar uzak!"

Yaşar Nuri Öztürk

Vaadolunduğunuz şeyler gerçekten de ne kadar uzak…

Abdullah Parlıyan

Oysa bu size söylenenler, gerçek olmaktan ne kadar uzak!

Bayraktar Bayraklı

“O tehdit edildiğiniz (öldükten sonra dirilmek) çok uzak, gerçekten çok uzak (olması imkansız bir şey)!”

Cemal Külünkoğlu

“Uzaktır size vaat edilen (öldükten sonra yeniden dirilmek; evet gerçek olmaktan) çok uzak!”

Kadri Çelik

“Boş ve imkânsız şeyler bunlar! Size va’dedilen bu şeylerin hepsi boş, hepsi imkânsız!

Ali Ünal

"Bu size vâdedilen çok uzak!"

Harun Yıldırım

Uzak, hem de çok uzak size iddia edilen bu şey!

Mustafa İslamoğlu

Heyhat! size vadolunan şey ne kadar uzak, ne kadar!

Sadık Türkmen

“Yazık, yazık! Ne ile korkutuluyorsunuz (ne vaat ediliyor)?”

İlyas Yorulmaz

Yazık, yazık size vaadedilen şeye.

İmam İskender Ali Mihr